250 gr köftelik kıyma 3-4 adet domates 2 orta boy soğan 3-4 diş sarımsak 2 tane yeşil biber 1 çay kaşığı tuz 1 çay kaşığı karabiber 1 çay kaşığı tepeleme domates salçası 1 çay kaşığı pulbiber Zeytinyağı Hazırlanışı: • Patlıcanları yıkayıp kuruladıktan sonra sıvı yağ ile her bir tarafını güzelce kızartırız. Tüm kızarttığımız patlıcanları büyük boy borcam ya da fırın tepsisine aralıklı dizeriz. • Harcı için soğan, sarımsak ve biberleri doğrayıp 1-2 kaşık zeytinyağı ile birlikte pembeleşinceye kadar kavururuz. Üzerine kıymayı atıp güzelce kavururuz. Doğradığımız domatesleri ve salçayı ekleriz. Hepsi güzelce piştikten sonra patlıcanları bir bıçak yardımıyla ikiye yarıp içine bir kaşık yardımıyla iç harcımızı güzelce boşluk kalmayacak şekilde yerleştiririz. Tüm patlıcanlara aynı işlemi yaptıktan sonra tepsinin dibine 1 çay bardağı kadar salçalı su yaparak döker yüksek ısınmış fırında yaklaşık 15 dk kadar pişiririz. Yanına pilav ile servis yaparız. Afiyet olsun. :)
Ramazan ayı içerisinde Fairy'nin bir etkinlik daveti aldım. Bu etkinlik Fairy ile Türkiye'nin köfteleri ile ilgili bir kitap tanıtımıydı. Köfte denince aklımıza belki birçok çeşit köfte geliyor. Tekirdağ köftesinden, Akçaabat köftesine, Adana kebabından, Urfa kebabına kadar tüm çeşitler köfte sınıfının içinde.
“Mutlu Mutfaklar” fikri ile yola çıkan mutlu sofraların en zorlu bulaşıklarını temizleyen Fairy, leziz yemek tarifleri ve mutfak sırlarını tüketicilerle paylaşmaya devam ediyor. Fairy bu kez de Osman Serim ile birlikte bir kısmı anonim bir kısmı yöresel özellikler taşıyan Türkiye’nin 7 bölgesine ait 50’ye yakın köfte tarifini “Türkiye’nin Köfteleri” kitabında buluşturdu.
Dünyanın önde gelen mutfakları arasında yer alan Türk mutfağının en geniş kategorilerinden birini şüphesiz köfteler oluşturuyor.
Bu kitabı derleyen Sn. Osman Serim beyefendi blog yazarlarına Türkiye'nin köftelerini düzenleyip kitap haline getirmesini bizlere anlattı. Gerçekten de ne kadar çok köfte çeşidimiz olduğunu bu blog etkinliğinde daha iyi anladım. :)
Genelde yapımı kolay malzemesi makul fiyatlı, üstelik çok lezzetli bir yemek kategorisi oluşturan köfteler hem evde hem dışarıda 7’de 70’e herkesin en sevdiği günlük yemekler arasında yer alıyor.
Bu yemek oldukça keyifli bir mekân olan Rumeli Hisarı'ndaki Rumeli Hisar Restaurant'daydı. Boğazın bir yanında olan bu yer çok şıktı. :)
Sevgili blog yazarı dostlarım ve Özlem hanımın eşliğindeki güzel bir kare. :)
Ben küçükken annemin bol bol yaptığı ve benimde severek yediğim hoş bir lezzet. Rahmetlik dedem çok severmiş. Babaannemde bol bol yapardı.
Malzemeler: 1 kg küçük boy patates (taze) 2-3 yumurta Kızartmak için sıvı yağ
Yapılışı: Patatesleri haşlarız. Yalnız çok fazla haşlamayın. Çünkü kızaracağı için dağılmaması için az diri bırakın. Soyduktan sonra fotoğraftaki gibi kalın kalın doğrayın. Yumurtaları bir çukur kaba kırın. Patatesleri yumurtanın içinde bulaştırıp önceden ısıtılmış kızgın yağın içine atıp iki yüzlü pişirin. Yalnız yumurta kızarırken çok köpük oluyor. Patatesleri göremiyorum yağın içinde. Ben ufak ufak üfleyerek köpüğünü azaltıp patatesleri alıyorum. Afiyet olsun. :)
Malzemeler: (8 kişilik) 1 su bardağı nohut 1/2 kg bamya 1 kg domates 250 gr kuşbaşı et 2 tane büyük kuru soğan 2 baş sarımsak (1'i piştikten sonra eklenecek) 3 yemek kaşığı zeytinyağı 2 tane kapya biberi (Kırmızı biber)
1 yemek kaşığı kuru nane 1,5 tatlı kaşığı tuz 1 tane büyük limon Varsa nar ekşisi 1 yemek kaşığı (Eğer yoksa bir tane daha limon sıkarız.)
1 çay kaşığı pulbiber
Hazırlanışı: Nohutu geceden ıslarız. Ertesi gün yapacağımız zaman kuşbaşı etleri zeytinyağı ile birlikte tencerede kavururuz. Üzerine soğanları, kırmızı biberi doğrayarak ekleriz. Öte yanda domateslerin kabuklarını soyup doğrarız ve tencereye atarız. Domatesleri iyice solduktan sonra tuzu atarız. Nohutu ıslattığımız sudan çıkarıp üzerine ekleriz. 1 baş sarımsağı ayıklayıp doğramadan bütün olarak düdüklü tencereye koyarız. Üzerine su ekleriz. En son pulbiberi ekleyip tencerenin kapağını kapatıp 1 saat kadar pişiririz. Onlar pişene kadar bamyaların üzerini çizgiden keserek ayıklarız. Biraz büyükse ikiye üçe eninden keseriz ve yıkarız. Tencerenin havası çıktıktan sonra kapağını açıp sıktığımız limonu ve nar ekşisini atarız. Üzerine bamyayı atarız. Bu aşamada karıştırılmaz. Kaynadıktan sonra bir defa çeviririz. 15 dk pişirin. Üzerine kuru naneyi ve ikinci baş sarımsağı dövdükten sonra tencereye ekleyip ocağı kapatırız... Annem diyor ki; "Bu tarif kesinlikle sünmez..." Afiyet olsun. :)
Geçtiğimiz hafta sonu ortaokuldan bu yana arkadaşlığımızın devam ettiği can dostlarımı misafir ettim evimde. Birkaç çeşit yemeğin yanında içecek olmalıydı. Ve de beni biliyorsunuz doğal birşey olmalıydı. :) Bir gün evvelden çarşıya çıkıp fellik fellik vişne aradım. Malum sezonunu bitirdi ve bu yılda fazla olmamış. Sonunda buldum. Hemen yarım kilo alıp son dönemlerde meşhur olan limonata, narata derken vişnelatayı denedim. :) Bence nefis oldu. Hem de sağlıklı. Şeker yerine tümden bal kullanabilirsiniz. Damak tadına göre artık. :)
Malzemeler: 500 gr vişne 2 tatlı kaşığı bal 1,5 yemek kaşığı toz şeker
Hazırlanışı: Vişneyi yıkadıktan sonra çekirdeklerini ayıklarız. Üzerine toz şekeri dökeriz. Hazırlamadan gece bekletiriz veya en az 1-2 saat önce beklemesi gerekiyor. Yapacağımız zaman mikserden şekerli vişneleri iyice ezeriz. Sonra ince tel süzgece koyarak üzerine 1 litre suyu döke döke elimizle vişneleri sudan geçiririz. Süzdüğümüz vişnenin suyunu servis yapacağımız sürahiye koyduktan sonra üzerine balı kaşıkla ekleyerek karıştırırız. Soğuk servis yapmanızda fayda var. Zamanınız yoksa üzerine buz parçaları koyarak soğutabilirsiniz... Afiyet olsun. :)
Türkiye’de ekmeğin hikayesi Fırıncı Orhan tarafından 1958 yılında Çukurambar’da açılan mahalle fırını ile başladı. Ekmekçilik tarihi ise 8 bin yıl öncesinden; insanların hububatı taşlar arasında kırıp ufaladığı, sonra da bunlara su katıp elde ettiği hamuru yassı bir kaya üzerine yayarak ateşte pişirdiği günlere kadar uzanır. İlkel insan topladığı hububatı ufalardı, aksi taktirde ne çiğneyebilir ne de yumuşatmaksızın sindirebilirdi.
Mısırlılar ekmekçilikten keyif alırdı, dahası onlar için ekmek, yaşamlarının simgelerinden biriydi. Ekmek Mısırlılar için o kadar önemliydi ki ölenler bundan sonraki hayatlarında da yoksun kalmasınlar diye mezarlarına bir parça ekmek konuyordu. Ekmek başlıca gıdaları olduğu gibi maaşlarını da ekmek üzerinden alıyorlardı. Piramitleri inşa edenlere emekleri karşılığında ekmek veriliyordu. Kişinin maddi durumu kaç somunu bulunduğuna göre ölçülüyordu.
Biracılıktan elde ettikleri mayayı ekmek hamurlarını fermente edip şekillendirmede kullanıyorlardı. Ancak hamurun nasıl fermantasyona uğradığını bir türlü çözemiyorlardı. Mısırlılar zamanla değişik unlar kullanıp çeşitli şekiller bularak ekmek somununu bir sanat yapıtı gibi işlemeye başladı. Yunanistan’da ve Roma İmparatorluğu’nda ekmek zamanla halkın başlıca gıda maddesi haline geldi. Yumurta ve yağ da katılmaya başlandığında ise ekmek artık lüks tüketim maddeleri arasındaki yerini almıştı. Daha beyaz ekmekler zenginlerin, pek tadı tuzu olmayan ekmekle ise fakirlerin sofrasını süslüyordu.
Ortaçağ Avrupa’sında Normanlar ekmekçilikte çavdar kullanmaya, hamurlarını da yorgan altında fermente etmeye başladı. Yayvan ekmekler revaçtaydı, çünkü hem tabak işlevi görüyor, hem de lezzetle yenebiliyordu.
Zamanla birçok toplulukta, pişirilen ekmeğin çeşidine göre Fırıncı Loncaları kurulmaya başladı. Loncalar dürüst fırıncılara kol kanat geriyor hem de topluluk içinde statü kazandırıyordu. 1958 yılında bir mahalle fırını olarak kurulan Fırıncı Orhan 2011 yılında Çukurambar’da yaptığı yatırım ile ekmeğin tarihine farklı bir devrin başlangıcını ekledi. Farklı ve lezzetli çeşitlerini her zaman en taze ve sıcak bir şekilde sunan Fırıncı Orhan geleneksel ekmek çeşitlerinin yanı sıra Dünya mutfağındaki Fransız bageti,ciabatta gb. Ekmekleri de tüketicilere orjinaline en yakın bir biçimde sunarak ekmek fırınlarına yeni bir vizyon verdi.
Fırıncı Orhan bir mahalle fırnındaki sıcaklığı müşterisine sunmasının yanında en kaliteliyi en lezzetli ve en makul olan fiyata satması ile de haklı bir üne kavuştu.
Fırıncı Orhan 7’den 70’e herkesin damak tadına uygun ürünleri ile ekmekçilik tarihindeki yerini hergün daha da çok arttırıyor.
Sizde daha önce Fırıncı Orhan lezzetleri ile tanışmadıysanız bir an önce size en yakın Fırıncı Orhan ile tanışın…
Fırıncı Orhan Çukurambar şubelerinde seçkin ekmek çeşitleri yanında, Fo gurme marketten diledğiniz gurme ürünü alabileceğiniz gibi Dünya mutfağından özel yemekleri tüketebileceğiniz Fo Resto’ya da uğramayı unutmayın.
Yöresel yemeklerden başımın tacı bir yemek. Oldukça pratik bir yemek bana göre ve de oldukça lezzetli. Bizim Şanlıurfa'da bu yemeğin ismi "KAŞIĞA BİNEN". Komik geliyor kulağa ama öyle. Başka memleketlerde Yeşil Mercimekli Erişteli Çorba gibi isimleri var ama yapılışları ve lezzetleri oldukça farklı. Çünkü ben içinin hamurunu mercimekler pişerken yoğurup taze taze yemeğe katıyorum. Mutlaka deneyin, çoooookkkkk seveceksiniz. :)
Malzemeler: 250 gr yeşil mercimek 3 baş kuru soğan 1 tatlı kaşığı pulbiber 1 tatlı kaşığı domates salçası 1/3 çay kaşığı karabiber 1 tatlı kaşığı tuz 4-5 yemek kaşığı zeytinyağı 250 gr un Hazırlanışı: • Önce mercimekleri ayıklayıp yemeği pişireceğimiz tencerenin içine koyarak üzerine 1,5 litre kadar su koyup kaynatın. Kaynadıktan sonra mercimekler pişene kadar (15-20 dk) haşlayın. • Bir kenarda unun içine bir çimdik tuz attıktan sonra içine alabildiğine su koyarak yoğurun. 2 bir ceviz büyüklüğünde bezeler yaptıktan sonra her birini kalın bir şekilde açın. Çok ince açmayın. Biraz etli olacak.
Açtıktan sonra büyük teflon tavada hamur donacak şekilde pişiriyoruz. Pişmeyecek. Sadece hamur katılaşacak.
Pişen hamurları dürüm şeklinde yuvarladıktan sonra fotoğraftaki gibi ince ince kesiyoruz. Onları yukarı doğru havalandırınca tüm yuvarlaklıklar açılıyor. Hepsini pişirip kestikten sonra bir tepside açık bir şekilde bırakıyoruz. • Pişen mercimeğin içine baharatlarını ve salçasını atıp bir taşım kaynattıktan sonra içine hamurları atarak pişene kadar kaynatırız. Öte yanda soğanları zeytinyağı ile küçük bir tavada pembeleşinceye kadar pişiririz. Yemekteki hamurlar piştikten sonra üzerine kızarmış soğanları yağı ile beraber döküp karıştırıp ocağı kapatırız. Afiyet olsun. :)
250 gr köftelik kıyma 3-4 adet domates 2 orta boy soğan 3-4 diş sarımsak 2 tane yeşil biber 1 çay kaşığı tuz 1 çay kaşığı karabiber 1 çay kaşığı tepeleme domates salçası 1 çay kaşığı pulbiber Zeytinyağı
Hazırlanışı: • Patlıcanları yıkayıp kuruladıktan sonra sıvı yağ ile her bir tarafını güzelce kızartırız. Tüm kızarttığımız patlıcanları büyük boy borcam ya da fırın tepsisine aralıklı dizeriz. • Harcı için soğan, sarımsak ve biberleri doğrayıp 1-2 kaşık zeytinyağı ile birlikte pembeleşinceye kadar kavururuz. Üzerine kıymayı atıp güzelce kavururuz. Doğradığımız domatesleri ve salçayı ekleriz. Hepsi güzelce piştikten sonra patlıcanları bir bıçak yardımıyla ikiye yarıp içine bir kaşık yardımıyla iç harcımızı güzelce boşluk kalmayacak şekilde yerleştiririz. Tüm patlıcanlara aynı işlemi yaptıktan sonra tepsinin dibine 1 çay bardağı kadar salçalı su yaparak döker yüksek ısınmış fırında yaklaşık 15 dk kadar pişiririz. Yanına pilav ile servis yaparız. Afiyet olsun. :)
Şeftalili Mousse:
Malzemeler: 200 gr fildişi çikolata 3 adet orta boy şeftali 200 gr krem şanti 1 su bardağı süt (krem şanti için) 3 yumurta 1 yemek kaşığı toz şeker 4 adet yaprak jelatin (soğuk suda ıslatılmış)
Hazırlanışı: • Çikolatayı bir mikser veya bıçak yardımıyla doğrarız ve benmari usulü (bir kap içine koyup sıcak suyun içine oturtarak erimesini sağlamak) eritiriz. Krem şantiyi süt ile usulüne göre hazırlarız ve çikolatanın içine ilave ederiz.
Yumurtayı şekerle çırparız. Çırpıcı veya mikser ile olabilir. Çikolatalı karışıma ekleriz. Jelatinleri ben de ilk kez denedim hayatımda. Oldukça farklı bir şey. Jelatinleri soğuk suda bekletiriz. Bir tavayı sadece ocakta ısıtıp altını kapatırız. Ve elimizle sudan çıkarıp ısınmış tavaya içine atarız. Tavayı elimizle omlet yapar gibi çevirip eritiriz. Jelatinleri de karışıma ekleriz. Şeftalilerin çekirdeklerini çıkarıp fotoğraftaki gibi boyutlarda kestim ben. Onları mikserde çekip karışıma ekleriz. Şeftalilerin kabuklarını soymadım. Çünkü kabukları ile birlikte renk verdiği için soymak istemedim. Karışımı bardaklara döküp yarım saat kadar buzdolabının deepfreeze bölümünde bekletiriz. Donduktan sonra arzuya göre üzerine rendelenmiş beyaz çikolata ilave edebilirsiniz.
EKS Mutfakta yapılacak olan Kenwood etkinliğine davet edildiğimde çok heyecanlandım. Kenwood benim zamanında var olan elektronik markasıydı bu workshopa kadar. Mutfak ürünleri çıkarmaya başlamış. Açıkçası hiç duymamış, görmemiştim. Son dönemlerde büyük rağbet gören büyük mutfak şefleri, tost makinesi, blender, kahve makinası gibi ürünleri bir arada bulup inceleme fırsatı buldum. Birçok hanım benim gibi mutfak ürünlerini tek tek ve ayrı renklerde sevmiyor. Ürünlerin hepsi aynı ton ve kalitede. Birçok markanın bu kaliteye ulaşmadığını bir mutfaksever olarak incelemiş durumdayım. En çok etkilendiğim durumlardan biri ise renklerin bana hitap eder oluşuydu. Hani hangisini beğeniyorsun deseniz e şıkkı hepsini derim. Gerçekler renkler süper. Ayrıca bunlardan farklı olarak grafik desenli modelleri de var.
Eyüp Şef'im bizlere ürünü tanıtıyor.
Kenwood'un ürünü ile hazırladığım şeftalili mousse... Gerçekten bir harika oldu. Kullanımı çok kolay oldu. :) Gıda hazırlama konusunda avrupa birincisi Kenwood markası olmuş. Gerçekten bu birinciliği layıkıyla hakediyor. Çünkü tasarım ve kullanım kolaylığı bakımından direkt tercih edeceğim marka kesinlikle. Kenwood KW286 Mutfak Şefi birçok hanımın evinde isteyebileceği bir ürün gerçekten.
Günün sonunda verilen bu hediye için Kenwood'a çok teşekkür ederim.
Kenwood'a bu etkinliğe daveti için ve misafirperverliği için sevgili Eyüp Bey'e ve tüm ekibine çok teşekkür ederim. :)
Yöresel yemeklerden başımın tacı bir yemek. Oldukça pratik bir yemek bana göre ve de oldukça lezzetli. Bizim Şanlıurfa'da bu yemeğin ismi "KAŞIĞA BİNEN". Komik geliyor kulağa ama öyle. Başka memleketlerde Yeşil Mercimekli Erişteli Çorba gibi isimleri var ama yapılışları ve lezzetleri oldukça farklı. Çünkü ben içinin hamurunu mercimekler pişerken yoğurup taze taze yemeğe katıyorum. Mutlaka deneyin, çoooookkkkk seveceksiniz. :)
Malzemeler: 250 gr yeşil mercimek 3 baş kuru soğan 1 tatlı kaşığı pulbiber 1 tatlı kaşığı domates salçası 1/3 çay kaşığı karabiber 1 tatlı kaşığı tuz 4-5 yemek kaşığı zeytinyağı 250 gr un Hazırlanışı: • Önce mercimekleri ayıklayıp yemeği pişireceğimiz tencerenin içine koyarak üzerine 1,5 litre kadar su koyup kaynatın. Kaynadıktan sonra mercimekler pişene kadar (15-20 dk) haşlayın. • Bir kenarda unun içine bir çimdik tuz attıktan sonra içine alabildiğine su koyarak yoğurun. 2 bir ceviz büyüklüğünde bezeler yaptıktan sonra her birini kalın bir şekilde açın. Çok ince açmayın. Biraz etli olacak.
Açtıktan sonra büyük teflon tavada hamur donacak şekilde pişiriyoruz. Pişmeyecek. Sadece hamur katılaşacak.
Pişen hamurları dürüm şeklinde yuvarladıktan sonra fotoğraftaki gibi ince ince kesiyoruz. Onları yukarı doğru havalandırınca tüm yuvarlaklıklar açılıyor. Hepsini pişirip kestikten sonra bir tepside açık bir şekilde bırakıyoruz. • Pişen mercimeğin içine baharatlarını ve salçasını atıp bir taşım kaynattıktan sonra içine hamurları atarak pişene kadar kaynatırız. Öte yanda soğanları zeytinyağı ile küçük bir tavada pembeleşinceye kadar pişiririz. Yemekteki hamurlar piştikten sonra üzerine kızarmış soğanları yağı ile beraber döküp karıştırıp ocağı kapatırız.
Cevizli dondurma:
Malzemeler:
500 gr süt 6 adet yumurtanın sarısı 170 gr şeker 240 gr krema 200 gr toz ceviz
Hazırlanışı:
Süt ve kremayı bir tencereye alıp kaynatırız. Yumurtanın sarılarını bir kapta aklarından ayırdıktan sonra şeker ile mikser yardımı ile beyazlaşıncaya kadar çırparız. Kaynattığımız sütü azar azar kepçe ile yumurtalı karışıma ilave ederiz. Yalnız süt ilave ederken el çırpma teli ile karıştıracağız. Sonra bu karışımı tencereye alıp kısık yanan ocakta çırpma teli ile hiç durmadan karıştırırız. Karışım muhallebi kıvamına gelmeden ocaktan alırız. Bir kenarda cevizi mikser yardımı ile toz haline getiriz. Yalnız ben fazla toz haline getirmedim. Biraz bütün kalsın istedim. Tercih size ait. Sonra bu toz cevizi tenceredeki karışıma ekleyip bir kaba aktarıp soğumaya bırakırız. Soğuyan karışımı dondurma makinası hareket halinde iken dökeriz ve yaklaşık 15-20 dk kıvam alana kadar yani biraz donmasını bekleriz. Plastik spatula ile başka bir kaba alarak buzluğa atarız. Yalnız dondurmayı yumuşak sevenlere o anda servis yapabilirsiniz. Özellikle yeğenimin buz gibi dondurma yemesini istemiyorum. İlk servis ona yapılıyor. :)) Herkese afiyet olsun. :)
Malzemeler: •1,1 kg süt 1 su bardağı un 1,5 su bardağı toz şeker 1 paket vanilya, 1 paket kakao (50 gr) •1/2 paket krem şanti 1/2 paket çikolatalı krem şanti 1 su bardağı süt (krem şanti için) • Üzeri için; Damla çikolata Çikolatalı çubuk Hazırlanışı: Krem şantiyi 1 bardak süt ile çırpın ve buzdolabına koyun. Muhallebi için sütü bir tencereye koyarız ve şekeri ekleriz. Üzerine tüm malzemeleri eleyerek ekleriz. Çelik bir tencerede karıştırıp ocakta pişiririz. Koyu bir kıvam alıyor. Çok koyu olmasın. Muhallebi piştikten sonra önceden cam bardağa kepçe ile biraz alıp yeteri kadar muhallebi koyarız. Tüm bardaklara aynı şekilde dökeriz. Ilıdıktan sonra yaklaşık 2 saat kadar buzdolabında soğumaya bırakırız. Servis yapacağımız zaman üzerine krem şantiyi 1 cm kalınlığında dökeriz. Sonra üzerine yine çikolatalı krem şantiyi fotoğraftaki gibi sıkma torbasına koyarak süsleriz. Son olarak üzerine damla çikolata ve çikolatalı çubuk ile süsleriz. Afiyet olsun...
Malzemeler: (8 kişilik) 1 su bardağı nohut 1/2 kg bamya 1 kg domates 250 gr kuşbaşı et 2 tane büyük kuru soğan 2 baş sarımsak (1'i piştikten sonra eklenecek) 3 yemek kaşığı zeytinyağı 2 tane kapya biberi (Kırmızı biber) 1 yemek kaşığı kuru nane 1,5 tatlı kaşığı tuz 1 tane büyük limon Varsa nar ekşisi 1 yemek kaşığı (Eğer yoksa bir tane daha limon sıkarız.)
1 çay kaşığı pulbiber
Hazırlanışı: Nohutu geceden ıslarız. Ertesi gün yapacağımız zaman kuşbaşı etleri zeytinyağı ile birlikte tencerede kavururuz. Üzerine soğanları, kırmızı biberi doğrayarak ekleriz. Öte yanda domateslerin kabuklarını soyup doğrarız ve tencereye atarız. Domatesleri iyice solduktan sonra tuzu atarız. Nohutu ıslattığımız sudan çıkarıp üzerine ekleriz. 1 baş sarımsağı ayıklayıp doğramadan bütün olarak düdüklü tencereye koyarız. Üzerine su ekleriz. En son pulbiberi ekleyip tencerenin kapağını kapatıp 1 saat kadar pişiririz. Onlar pişene kadar bamyaların üzerini çizgiden keserek ayıklarız. Biraz büyükse ikiye üçe eninden keseriz ve yıkarız. Tencerenin havası çıktıktan sonra kapağını açıp sıktığımız limonu ve nar ekşisini atarız. Üzerine bamyayı atarız. Bu aşamada karıştırılmaz. Kaynadıktan sonra bir defa çeviririz. 15 dk pişirin. Üzerine kuru naneyi ve ikinci baş sarımsağı dövdükten sonra tencereye ekleyip ocağı kapatırız...
Afiyet olsun. :)
Kakaolu Muhallebili Cup:
Malzemeler: •1,1 kg süt 1 su bardağı un 1,5 su bardağı toz şeker 1 paket vanilya, 1 paket kakao (50 gr) •1/2 paket krem şanti 1/2 paket çikolatalı krem şanti 1 su bardağı süt (krem şanti için) • Üzeri için; Damla çikolata Çikolatalı çubuk Hazırlanışı: Krem şantiyi 1 bardak süt ile çırpın ve buzdolabına koyun. Muhallebi için sütü bir tencereye koyarız ve şekeri ekleriz. Üzerine tüm malzemeleri eleyerek ekleriz. Çelik bir tencerede karıştırıp ocakta pişiririz. Koyu bir kıvam alıyor. Çok koyu olmasın. Muhallebi piştikten sonra önceden cam bardağa kepçe ile biraz alıp yeteri kadar muhallebi koyarız. Tüm bardaklara aynı şekilde dökeriz. Ilıdıktan sonra yaklaşık 2 saat kadar buzdolabında soğumaya bırakırız. Servis yapacağımız zaman üzerine krem şantiyi 1 cm kalınlığında dökeriz. Sonra üzerine yine çikolatalı krem şantiyi fotoğraftaki gibi sıkma torbasına koyarak süsleriz. Son olarak üzerine damla çikolata ve çikolatalı çubuk ile süsleriz.
Afiyet olsun...
Ramazan ayına girmeden evvel Solo'dan ve Gülhan Kara hanımefendiden çok hoş bir çikolata atölyesi daveti aldım. Bu atölye Chef's İstanbul'da gerçekleşti. Solo'yu bilmeyen yoktur. Solo solo soloooooo aklıma geliyor solo markasını duyunca. Sanırım birçoğumuz aynı fikirde. Reklamlardaki jenerik müziği öyle. :)
Solo'nun yeni ürünleri çok hoşuma gitti. Sıkıştırılmış tuvalet kağıdından masaüstü kullanım için pratik paketlerine kadar hepsi birbirinden kullanışlı. Sıkıştırılmış tuvalet kağıdı az yer tuttuğu için birçok tüketici için tercih edilebilir bir durum. Malum banyoların dolapları ya da evlerimiz küçük. Çok iyi düşünülmüş bana göre. :) Pratik peçetelik ise masaya direkt konarak kullanılabilecek ve çeşitli desenlerden oluştuğu için masa örtümüz ile kombine edebiliriz. :)
Bundan yıllar önce yine çikolata workshopu yapmıştım ama bu defa çok daha heyecanlandım nedense. Çikolata üzerine püf noktalarını ve nasıl güzel çikolata yapılır tüm ayrıntıları ile öğrendik.
Gülhan hanımın eşi Mustafa bey etkinlikte öğretmenimiz oldu.
Kuvertür çikolatayı benmari usulü erittik. Sonra temperleme yaparak yani sürekli karıştırarak yapacak kıvama getirdik. Çikolata kalıplarına koyarak buzlukta dondurduk. Ben bitter yaptım. :)
Gülhan hanım harikaydı. Mustafa bey ve kendisi güler yüzü ve enerjisiyle günümüzün en büyük sırrıydı. :) Solo'ya Gülhan hanım ve Mustafa bey'e çok teşekkür ederim. :)
Pakmaya kalitesi, güveni, çeşit çeşit ürünleriyle şimdi hanımlar mutfakta ne isterse en iyisini buluyor! Pakmaya pişirme yardımcıları lezzete lezzet katıyor. Pratik, nefis Pakmaya pudinglerin tadı damakta kalıyor: Kakaolusundan çileklisine, vanilyalısından çikolatalısına... 9 farklı çeşidiyle Pakmaya pudinglere evde herkes bayılacak!
Mısır unu, pirinç unu, galeta unu mu istediniz? Nişasta mı gerekti? Pakmaya'da alasını bulacaksınız! Enfes bir pastaya ne buyurulur? Pakmaya krem şantiler, çikolatalı soslar sizi bekliyor! Kakao, şekerli vanilin, karbonat, pudra şekeri, maya... Haydi leziz kekler, kurabiyeler, poğaçalar yapmaya! Çocukların canı tatlı mı çekti? Misafir mi geldi? Pakmaya pudingler ne güne duruyor?
Hanımlar; emeğinizin, hünerinizin hakkını veren Pakmaya ile mutfağınıza kolaylık ve lezzet getirin... Mutfağın Yıldızı siz olun, tebrikleri kabul etmeye hazırlanın!
Çikolatalı Fındıklı Pudingle Muffin Kek
Malzemeler: • 2 Su Bardağı Un (200g) • 1 Paket Pakmaya Hamur Kabartma Tozu • 3 Su Bardağı Süt (600ml) • 1 Paket Pakmaya Çikolatalı Fındıklı Puding • 3 Yumurta • 1 Su Bardağı Toz Şeker (175g) • ½ Su Bardağı Sıvı Ayçiçek Yağı (100ml) • 1 Paket Pakmaya Şekerli Vanilin • ½ Çay Bardağı Pakmaya Kakao (20g) • 3/4 Çay Bardağı Damla Çikolata (40g) • 1 Tatlı Kaşığı Limon Kabuğu Rendesi • Arzuya Göre Bir Tutam Toz Tarçın • Fındık Kırığı
Hazırlanışı: 1. Fırınınızı önceden 175°C’ye ayarlayıp ısıtın. Muffin kalıplarına kağıt kalıpları yerleştirin. 2. Çırpma kabına yumurta ve şekeri aktarıp, mikser yardımı ile yüksek devirde 3-4 dakika çırparak karıştırın. 3. Üzerine sıvı yağ, 1 su bardağı sütten yemek kaşığı ayırdıktan sonar kalan miktarı, Pakmaya Kakao, Pakmaya Şekerli Vanilin, limon kabuğu rendesi, toz tarçın, un ve Pakmaya Hamur Kabartma Tozu’nu ekleyin. 4. Tüm malzemeyi mikser yardımı ile düşük devrinde çırparak karıştırın. 5. En son damla çikolatanın yarısını da ekleyip hafifçe karıştırıp, elde ettiğiniz kek hamurunu muffin kalıplarının 2/3’ünü geçmeyecek şekilde kalıplara paylaştırın. 6. Önceden 175°C ısıtılmış fırında 18-24 dakika pişirin. 7. Fırından alınca, keklerin üzerini daha önceden ayırdığınız 4 yemek kaşığı süt ile ıslatın ve soğumaya bırakın. 8. Pakmaya Çikolatalı Fındıklı Pudingi, paketteki tarife uygun olarak 2 su bardağı süt ile pişirin. Ocaktan alıp, arada karıştırarak yaklaşık 10 dakika soğutun. 9. Ilınan pudingi muffinlerin üzerine bir tabaka halinde sürün veya dolgu kreması olarak içlerine doldurun. 10. Damla çikolata ve pudra şekeri serpiştirip servis edin.
Bademli Bisküvi
Malzemeler: • 2 ½ Su Bardağı Buğday Unu (250g) • 1 Paket Pakmaya Hamur Kabartma Tozu • 1 Yumurta • 8 Yemek Kaşığı Margarin (135g) • ½ Çay Bardağı Sıvı Yağ (50ml) • 1 Çay Bardağı Toz Şeker (90g) • 1 Paket Pakmaya Şekerli Vanilin • 1 Paket Pakmaya Çikolatalı Bademli Puding • ½ Çay Bardağı Pakmaya Kakao (15g) • 1 Çay Bardağı File Badem (50g) • 2-2,5 Su Bardağı (200-250 G) Buğday Unu
Üzeri için: • Bitter Çikolata (40g)
Hazırlanışı: 1. Fırınınızı önceden 175°C ayarlayıp ısıtın. 2. Bir çırpma kabında şeker eriyip karışım köpüklenene kadar yumurta ve şekeri mikser yardımı ile yüksek devirde çırpın. 3. Unu ve Pakmaya Hamur Kabartma Tozu’nu eleyerek yumurtalı karışıma ekleyin. Çikolata dışındaki diğer malzemeleri de ekleyin ve karıştırın. 4. Elde ettiğiniz hamuru 5-6 dakika yoğurun. 5. Hamuru ikiye ayırıp, her bir parçayı merdane ile yaklaşık 0,5 cm kalınlığında açın. Kurabiye kalıbı ile ince uzun kesip, fırın tepsisine dizin. 6. Önceden 175°C ısıtılmış fırında 20-30 dakika pişirin. 7. Çikolatayı benmari usulü* eritin ve soğumuş bisküvilerin yarısını çikolataya batırın. Çikolata donunca servis edin.
Malzemeler: 1,5 kg domates (yuvarlak olmasına dikkat edilmeli)
250 gr pirinç 250 gr kıyma
2 baş soğan 5-6 diş sarımsak Yarım yemek kaşığı domates salçası 1 çay kaşığı karabiber 1 tatlı kaşığı pulbiber 1,5 tatlı kaşığı tuz Birkaç dal reyhan / fesleğen 1 çay bardağı zeytinyağı 1 tane küp şeker (1 çay kaşığı) Yapılışı: Domateslerin içini bir tatlı kaşığı ile oyarız. Oyacakla da olur. İçini harcın içine doğrayarak koyarız. Soğanları ve sarımsakları doğrarız. Derin bir kapta tüm malzemeleri doğradıklarımızla beraber ekleyerek karıştırırız. Sonra ayıklayıp yıkadığımız pirinçleri üzerine ekleyerek el yordamı ile karıştırırız. Tencere seçiminde geniş bir tencere seçmemiz gerekiyor ki yan yana pişebilsinler... Domateslerin tek tek içini doldurup tencereye yan yana gelecek şekilde yerleştiririz. Sonra içine yarım çay bardağı su koyarak ocağa yüksek ateşte koyarız. Kaynamaya başlayınca hemen kısmamız gerekiyor. Sonra kısık ateşte 40-45 dk. pişinceye kadar bekletiriz.
Kuşkonmazlı, beyaz hindibalı mevsim salatası
Malzemeler:
1 bağ kuşkonmaz (Ufak boy 10 adet) 2 adet beyaz hindiba 1/3 bağ semizotu 1/3 bağ maydanoz 3-4 tane orta boy domates 2-3 tane yeşil biber 1 adet ufak boy beyaz soğan 2 adet salatalık 1 adet limon 1 tatlı kaşığı nar ekşisi 1,5 çay kaşığı tuz 1 yemek kaşığı sirke (elma veya üzüm farketmez)
Hazırlanışı: Tüm malzemeleri ayıklayıp bol suda yıkarız. Son suyuna -ki ben 3 su yıkarım tüm yeşilliklerimi- sirke koyarak dezenfekte ediyorum ben. Siz bilirsiniz... Derin bir kapta tüm malzemeleri küçük küp küp doğrarız. Sadece soğanları jülyen dediğimiz ikiye bölüp uzun uzun keseriz. Hepsini karıştırırız. Ayrı bir kasede tüm sos malzemesini (limon, nar ekşisi, tuz ve sirke) karıştırıp salatanın üzerine dökeriz ve karıştırıp kayık tabaklara servis yaparız. Ben biraz malzemeyi bol tutarım kalabalık misafir vs yaptığım için. Duruma göre malzemeyi azaltabilirsiniz. :)
Gold Master'in düzenlediği "Ramazan Mutfakları'na Sihirli Eller Dokunuyor." yarışmasına bloggerlar olarak katılıyoruz. Her hafta bir yemek ve bir salata veya tatlı tarifi paylaşacağız. Hadi bakalım. Kime çıkacak. Belki birinci bile olurum. :) Kısmet...