31 Mayıs 2013 Cuma

Kabak musakka...

Ben her türlü kabak yemeğini çok severim. Dolması ve musakka favorilerim arasında. :) Buyrun tarife;
Malzemeler:
1 kg kabak
250 gr kıyma
1 çay kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 baş soğan
3 yemek kaşığı zeytinyağı

Üzeri için:
1 baş sarımsak (taze ise 2-3 sap)
1 büyük kase yoğurt


Hazırlanışı:
Soğanı yemeklik doğrarız. Yemeği pişireceğimiz orta boy tencereye soğanları ve zeytinyağını atarak birkaç defa karıştırırız. Üzerine kıymayı atarız. Kıymanın rengi dönünce salça atılır. Önceden yuvarlak doğradığımız kabağı birkaç defa karıştırdığımız sosumuzun üzerine atarak karıştırırız. Bu şekilde ara ara çevirerek yaklaşık 15-20 dk kadar kavururuz. Üstünü geçmeyecek şekilde su ekleyerek baharatlarını ekleyip kaynamaya bırakırız. Bu aşamadan sonra çok karıştırılmaz. Çünkü kabaklar dağılır ve yemeğin suyu bulanır. Ara sıra ufak hareketlerle karıştırıp, pişip pişmediğine bakarız. Piştikten sonra ocağı kapatıp sarımsakları soyarak ince ince doğrarız. İyice çırptığımız yoğurdun içine sarımsakları ekleyerek sofrada arzu eden kişiler için servise bırakırız.

Afiyetler olsun.

30 Mayıs 2013 Perşembe

Binbirçiçek Bal ile yemek dostları buluşması...

Geçtiğimiz günlerde güzel bir etkinliğe davet aldım. Binbirçiçek Ballarının "Yemek Dostları Buluşması" #balliyemekler adıyla EKS'de gerçekleştirdik. Birçok blogger dostumla denk gelmenin güzelliği ile etkinliğimize başladık.

Masamızda hazır bulunan Binbirçiçek bal kavanozlarını görünce insan çok hoş oluyor. :)
Marka Müdürü Murat bey balın faydalarını, bal olmanın özelliklerini, balın hayatımızdaki yerini ve iyi balın nasıl anlaşılacağını bizlere ayrıntılı anlattı.
Ballı tadımlıkların ardından workshop için mutfağa geçtik. :)
Yemek yapmaya hazırım. :) 
Ekürim süperdi. Sevgili Ayla... Yanımda olduğun için çok teşekkür ederim. :) 
Eyüp Kemal bey'in şefliğinde harika sunumlar yaptık. Ballı armut tatlısı, ballı gavurdağı salatası, tavuklu ballı sebze yemeklerini yaptık. Bal herşeye mi yakışır. :)) 
Teknik birkaç konudan bahsetmek istiyorum. Hep aramızda konuşurken bal hakkında farklı bilgilere sahip olduğumuzu anlarız. Buyrun balın tarihi ve teknik ayrıntılar...
Balın tarihçesi şöyle; yaklaşık on bin yıl öncesine dayanan Cilalı Taş döneminden bu yana balın insan yaşamının ve ekonomisinin önemli bir parçası olduğu bilinmektedir. Bozulmayan yapısı nedeniyle çok değerli bir besin olarak yüzyıllar boyu insanlık için fayda kaynağı olan bal mucizesi, farklı dinler tarafından da önemsenmiş ve kutsal kabul edilmiştir. Bu kadar mühim bir gıdanın tabi ki sağlıklı olması lazım ki bizlere faydalı olsun.


Osmanlı İmparatorluğu’nun toplumsal hayatı ve edebiyatında bal önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle Mevlevi kültüründe bal hemen her yerde kullanılmakta; hem tatlandırıcı, hem ilaç, hem macun olarak tüketilmiştir. Sünnet olan çocuklar çok ağladığında ağızlarına bir parmak bal sürülerek susturulmuştur. “Ağzına bir parmak bal çalmak” deyimi buradan gelmektedir. Osmanlı Sarayı’nda bal önemli bir tüketim malzemesi olarak kullanılmış; hem helvanın, macunun ve içeceklerin içerisinde hem de sade olarak tüketilmiştir. Osmanlı Sarayı’nda 15. ve 17. yüzyıllar arasında her yıl 14 ila 65 ton arasında bal tüketilmiştir.


Bal; vitaminler, enzimler, mineraller, aminoasitler ve vücut için gerekli yaşamsal değerde diğer pek çok besin içerir. 100 gramında yaklaşık 304 kalori bulunan bal, bireylerin beslenme ve enerji ihtiyacına önemli katkı sağlar. Öte yandan antioksidan ve antibakteriyel özellikleri ile vücut direncini güçlendirir, sağlığı korur.



Bal deyince son dönemlerde aklımıza balın adını kirleten reklamlar geliyor maalesef aklıma. :( Ne kötü bir çalışmadır o öyle. Demiyorum balımızı kendimiz yapalım. Ama bal tercihi yapmak gerçekten şu dönemde çok zor. O nedenle bildiğimiz markalardan yine şaşmayalım derim.


Gerçek bal sahtesinden nasıl ayrılır? 
Gerçek balı sahtesinden ayırmak uzmanlık gerektirir. Balın saflığı ve doğallığı rengi, kokusu gibi duyusal özelliklerinden anlaşılamaz. Doğal ve saf bal ancak ileri teknoloji ile donatılmış laboratuvarlarda deneyimli uzmanlarca yapılan analizler ile sahtesinden ayırt edilebilir. Binbirçiçek ballarının ne denli özenle toplandığını ve büyük bir analiz laboratuvarlarının olduğunu duyunca markanın ne kadarda titiz çalıştığını anladım.

Süzme bal hem sağlıklı, hem avantajlı. 
Balın petek halinde olması, onun gerçek bal olduğunu kanıtlamaz. Kovan yakınına konan şeker şurubu ve benzeri katkıların arılar tarafından bala dönüştürülmesi ile petek bal elde edilebilir. Bu tür petek ballar, doğal balın sunduğu şifayı içermez. Laboratuvar analizinin ileri teknoloji, deneyim ve uzmanlık gerektiren pahalı bir işlem olduğu göz önüne alındığında, her bir petek balın, tek tek analizi pratikte olanaksızdır. Analiz edilmemiş balların ise sağlık açısından güvenilir olup olmadığını anlamak mümkün değildir.


Gerçek bal kristalleşir mi? 
Gerçek bal kristalleşebilir, bu durum bozulduğu anlamına gelmez. Kristalleşme süresi balın elde edildiği bitkinin türüne göre değişir. Kristalleşme besin değerini eksiltmez ve bal bu haliyle de tüketilebilir. Kristalleşen bal, benmari usulü ile eski haline getirilebilir. Son olarak çam balının normal bala göre daha geç kristalleştiğini öğrendim.

Ayrıca balların tadlarının birbirlerinden farklı oluşunun hangi yöreye aitse o yöreye ait farklı bir tad oluştuğunu ve bu tadların Altıparmak Gıda'nın 3 ayrı marka adı altında bu tadları topladığını öğrendim. Orta ve Doğu Anadolu tarafının çiçeklerinden elde edilen balı "Binbirçiçek", Marmara ve Ege Bölgesi'nin "Balkovan", Doğu Anadolu Bölgesi'nin yaylalarından elde edilen balları "Balparmak" markası ile piyasada satışa sunuluyor. Binbirçiçek Süzme Çam Balı'nın ise Köyceğiz ve Marmaris yörelerinden elde ediliyor.

Tüm Binbirçiçek bal ekibine ve EKS mutfak akademisine güler yüzleri ve karşılamaları için çok teşekkür ederim. :)
Daha detaylı bilgi için:
www.binbircicek.com.tr
Twitter: @binbircicek
facebook/binbircicekballari

www.altiparmak.com.tr

29 Mayıs 2013 Çarşamba

DeCooks Akademi'de cupcake kursu...

Geçtiğimiz hafta DeCooks Akademi'nin daveti üzerine eğitim almaya Mecidiyeköy'de bulunan mekanına gittim. Sevgili Esra ve Dilek hanımın birlikte ortak yürüttükleri bu şirin mekanda cupcake eğitimi alacaktık. Çok heyecanlıydım. Çünkü çok istedeğim bu kursa dahil olmak gerçekten çok mutlu etti ve artık kendi başıma cupcake yapacak ve istediğim gibi süsleyebilecektim. :)
Mekana girer girmek sıcacık ve kırkyıldır tanışıyormuş gibi karşılandım. Açıkçası bu şekilde karşılanmak beni çok rahatlattı. Yapacaklarımızı ön anlatımla bilgilendirildikten sonra cupcake'ler için karışımı hazırlayıp fırına koyduk.

Fırından çıkan mis kokulu keklerimiz :)

Kaptırmışım kendimi :))) 

En sevdiğim çizgi film karakteri Mickey Mouse'u yapmak çok hoşuma gitti. :)
Sanat eserlerim :)))

Sevgili Büşra ve öteki blogger arkadaşlarım. :) 
Veeee hocalarımız Dilek ve Esra'ya güler yüzleri ve ilgileri için teşekkür ederim kendilerine buradan. :)

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Beyaz hindiba tabağında mercimekli köfte...

Ben de bazen takıyorum bazı yiyeceklere. Yeniliklere oldukça açığım galiba. :) Beyaz hindibayı çok seviyorum. Geçen gün almıştım bir paket. Yarısı yetti bu yemeğin servisini yapmaya. Hem mercimekli köfte tarzı yemeklere ya da mezelere oldukça görseli hoş sunumlar yapmaya elverişli ve lezzetini sevdiğim bir sebze. Her türlü yemeğe yakışan bu sebzeyi tavsiye ederim gerçekten. :) 
beyaz hindibali yemekler, mercimekli beyaz hindibali tarif
Malzemeler:
1/2 kg bulgur (ben esmer bulgur tercih ettim)
1,5 su bardağı mercimek
1 baş sarımsak

2 yemek kaşığı isot
1 tatlı kaşığı kimyon
1 yemek kaşığı tuz
2 yemek kaşığı domates salçası
1/2 çay bardağı zeytinyağı
1 büyük boy soğan
1/2 demet maydanoz
1/2 demet nane
Servis için 1/2 paket beyaz hindiba (2 adet)

Yapılışı:
Önce mercimek bir tencereye yıkandıktan sonra üzerini 1-2 parmak geçecek kadar su konularak iyice eritilir. Soğan ve sarımsak ince ince doğranır. Maydanoz ve nane de ayıklanarak ince ince kıyılır. Çiğköfte tepsisine bulgur konur. Üzerine erittiğimiz mercimeği dökerek bir kaşık yardımı ile iyice karıştırırız. Tepsinin bir kenarında toparlarız. Kenar kısımlarına soğan ve tüm baharatları atarak ufaktan yoğururuz. Küçük bir tencerede domates salçasını zeytinyağı ile yaklaşık 5 dk kadar pişiririz.

Yoğurduğumuz köftenin içine ekleyip kaşık ile karıştırırız. Sıcak karışımları koyarken köftemize öncelikle kaşıkla sonra el ile karıştırmakta fayda var. Elimiz ciddi manada yanabilir. Herşey birbirine karıştıktan sonra üzerine önceden kıydığımız nane ve maydanozu ekleyip bir defa karıştırıp sıkımlayarak önceden yıkadığımız beyaz hindibaları servis tabağına koyarak üzerine birer tane yerleştiririz. :)

Afiyet olsun.

24 Mayıs 2013 Cuma

Evde açık ekmek "Lavaş" nasıl yapılır?

Biz evde yaptığımız ekmeğe lavaş değil açık ekmek diyoruz. Sanırım kendimiz açtığımız için yöremizde böyle söyleniyor. Lavaşta diyen vardır elbet. Bazen köyden köye yemeklerin adı değişebiliyor. Bilemiyorum artık. :))
acik ekmek, ekmek tarifi, evde açık ekmek yapımı, evde ekmek tarifi, lavas tarifi, lavaş ekmek tarifi, yoresel ekmek tarifleri,
Biliyorsunuz katkı maddeleri yüzünden ekmeğimi kendim yapmaya çalışıyorum bir süredir. Geçen gün TV'de Bakan 17 tane katkı maddesinin konulduğunu, bunların azaltılması gerektiğini söyledi. 1 tane bile olmaması gerekiyormuş. Ben de almıyorum fırın ekmeği. Mecbur kendim yapacağım. :) Farina Bella'nın köy unundan aldım geçen gün. Açık ekmek yaptım. Çok lezzetli oldu. Hem de dürüm olarak yenilebilecek yemeklerde çok lezzetli oluyor. :)
Malzemeler:
1/2 kg Farina Bella köy unu
1 çay kaşığı tuz


Hazırlanışı:
Unu yoğurma kabına dökeriz. Üzerine tuz atarız. Sonra suyu yavaş yavaş ortasına dökerek elimizle yoğurmaya başlarız. Böyle ne sert ne de yumuşak bir kıvam alacak kadar yoğurduktan sonra elimizle ceviz büyüklüğünde bezeler kopararak yuvarlarız. Her bir bezeyi un yardımı ile oklava veya merdane ile açarız. Evinizde varsa sac da yoksa büyük boy teflon tavada ters düz ederek çok çevirmeden pişiririz. Eğer tavamız küçük boy varsa ona göre bezelerin boylarını küçültebilirsiniz. Kullanılmamış bir büyük bez arasına koyarak kapalı tutarız. Tüm bezeleri pişirdikten sonra bez içine koyduğumuz açık ekmeklerimizi kurumaması için bir poşete koyup ağzını sıkıca bağlarız.

23 Mayıs 2013 Perşembe

Kıymalı makarna...

Makarnam biliyorsunuz en favori yemeklerimden. Benim gibi seveni bir hamlede bin kişi bulabilirim. :) Kıymalısı da güzel oluyor. Salçalı, yoğurtlu ve üçüncü olarak da kıymalı çok lezzetli oluyor. :)
kiymali makarna tarifi, makarna soslari
Malzemeler:
1 paket (500 gr) makarna
250 gr kıyma
1 büyük baş kuru soğan
3 tane domates
2 tane sivri biber
1 tatlı kaşığı isot (pulbiber olursa biraz az olsun)
1 tatlı kaşığı tuz
3-4 yemek kaşığı zeytinyağı


Hazırlanışı:
• İlk aşamada makarnayı haşlamak için tencereye su koyarız. Orta boy bir tencerede tencerenin yarısını geçecek kadar su koyarsak yeterli olur. Tencerenin kapağını kapatıp kaynamaya bırakırız.
• Sonrasında soğanı doğrayıp zeytinyağı ile bir tavada kavururuz. Soğanları az çevirdikten sonra yani tam kavurmadan içine kıymayı atarız. Kıyma ile birlikte soğanları kavururuz. (NOT: Eğer kıyma değil de kuşbaşı et olsaydı önce etleri kavurup sonra soğanları pişirmeliyiz.) Doğradığımız biberleri atıp biraz daha çeviririz. En sonunda domatesleri doğrayıp içine atıp iyice sotelenmesi için çeviririz. Ve içine tuzunu atarız. Yalnız tüm bu malzemeleri atarken sık aralıklarla atmalıyız. Hiç biri tam manasıyla kızarmamalı. Yoksa kuru bir sos olur. Hatta ben içine bazen iyice sotelensin diye az su koyarım. Kısık ateşte güzel lezzetleniyor. Tüm kıymalı sos piştikten sonra üzerine geriye kalan baharatlarını atarak ocağı kapatırız.
• Kaynamaya bıraktığımız öteki tencerenin içindeki su kaynadıktan sonra içine 1 tepeli çay kaşığı tuz veya 1 yemek kaşığı zeytinyağı yapışmaması için atarız. Üzerine makarnayı atıp bir dakika sonra kevgir ile bir karıştırırız. İlk attığımızda karıştırmak gerekiyor. Yoksa makarnalar birbirine yapışıyor. Ara sıra bakarak dişe yapışmayacak kıvama geldiğinde demir süzgeç ile süzerek önceden hazırladığımız kıymalı makarna sosu ile birleştirip iyice karıştırırız. Makarnayı soğuk sudan geçirmeyin. Hem lezzeti gidiyor hem de soğuyor. Zaten sos ile aynı zamanlarda başladığımız için hemen karıştırıp servis ederiz. Makarnamız hazır.

Afiyet olsun. :)

21 Mayıs 2013 Salı

Hayat Su, "Hayat Dolu Hissetmek İçin" haydi harekete...

Bugün çok güzel bir etkinliğe davet aldım. Sabah kalvaltımı Ortaköy'de köprü ve boğaz manzarası eşliğinde yaparken Hayat Su Genel Müdür Yeşim Güra hanım, Beslenme Uzmanı Dilara Koçak ve iyilik peşinde koşan "hayalperest pazar" Yonca Tokbaş ile su ve suyun faydaları üzerine güzel sohbetler yaptık.
Hayat Su "Hareketli Yaşam"a destek sloganıyla sağlık ve yaşam için ne denli su içmemiz gerektiğini anlattı bizlere. Yeşim hanım "Tabii ki Hayat Dolu Hissetmek İçin" yeterli miktarda su içmenin yanı sıra dengeli ve yeterli beslenmek ve hareket etmekten bahsetti. Ve Hayat Su olarak sağlıklı seçimler yapmaya teşvik ettiklerini bu nedenle "Hayat Dolu Hissetmek İçin" kampanya çevresinde bir "Hayat Koşusu" düzenleniyormuş. Bu fikre bayıldım.
Bu "Hayat Koşusu" 2 Haziran 2013 Pazar saat sabah 08:00'de Bostancı Sahili'nden Caddebostan Sahili'ne 3 km'lik bir koşu bu. Kaçırmamak gerek. :)
Hem spor yapmak hem de keyifli zaman geçirmek istiyorsanız Hayat Su sizi, 2 Haziran Pazar sabahı Bostancı-Caddebostan sahilinde gerçekleşecek Hayat Koşusu’na  davet ediyor. 
Vücudumuzun ihtiyacı olmayan maddelerden arınmak için ve yeterince su tüketerek formumumuzu korumaya yardımcı olduğunu konuştuk. En güzeli de şu oldu; hani hep derler ya sıcak veya ılık su içince kilo verirsin. Öyle birşey olamayacağını sadece midede sıcak suyun 40 dk, soğuk suyun ise 20 dk kaldığını söyledi Dilara hanım. 
Yonca hanım kendisi bir koşucu. Fakat birincilikle ve sonunculukla hiç ilgisi yok. Sadece koşuyor. Tam istediğim hayat tarzı. Ben en çok yüzmeyi seviyorum. İkinci olarakta yürümeyi. Koşmayı da deneyebilirim. Yonca hanım egzersiz yapmanın vücudumuzun endorfin hormonu salgılamasına ve dolayısı ile endorfinin mutlu hissetmemize yardımcı olduğunu anlattı. O yüzden bırakamıyorum demek ki sporu. :)
 Blogger dostlarım Vildan, Duru Mutfak ve Zehra ablam. :)

Bu günü bizlere yaşatan Hayat Su'ya ve tüm katılımcılara teşekkür ederim. :) Bugün bu konuşmaların ardından 2 litre su içmişim. :)) Su içmeyen biri olarak harika bence.
Hediyeler için çok teşekkürler. :)

19 Mayıs 2013 Pazar

Balköpüğü ile blogger buluşması...


Oldum olası blogger toplantılarını sevmişimdir. Hem sosyal medyadan ya da bloğundan takip ettiğim bloggerlarla tanışma fırsatı buluyorum, hem de tanımadığım bloggerlar ile bir araya gelip yeni dostluklar kuruyorum. 5 Mayıs'ta Bal Köpüğü Tasarım Merve Gizem Oluş'un daveti üzerine balkopugu ile blogger'lar buluşuyor etkinliğine katıldım. Etkinlik Çubuklu'daki Hayal Kahvesi'nde Grupfoni'nin sponsorluğunda gerçekleşti. Hayal Kahvesi'ne İstinye sahilden motor kalkıyormuş saat başı. Biraz bekleme ile Sevgili Gizem'in sıcacık karşılaması ile güne başladık.
Merve Gizem Oluş (Bal köpüğü tasarım)

Masalar kurulmuş, misafirler gelmeye başlamıştı. Güzel bir deniz yolculuğunun ardından ulaştığımız mekanda sevdiğim blogger arkadaşlarla bir arada oturup sohbet etmek çok keyifliydi.
Katılan bloggerların bizler için yaptığı şekerlemeler... 
Selma (mutfafimdakitatlar), Meltem (Sihirlidokunuşlar), ben ve Melike (yemektarifçesi) canlarım. :)


Yeni tanıştığım ve çok sevdiğim sevgili Meryem (yarbanabireglence) :) 




Günümü renklendiren ve dostlukları için minnettar olduğum sevdiğim canım Selma ablam ve Meryem. :)
Apolena'dan 2 adet tasarımını çok beğendiğim yastık hediye ettiler. :) Çok teşekkür ederim.
Gizem'in nişanlısının önceden bizleri haberdar ederek yaptığı sürpriz ile aldığı evlilik teklifi benim için ve yanımdaki bloggerlar için gözlerimiz dolu dolu izledik. Kendisine bir ömür boyu mutluluklar dilerim. Darısı başıma. :)

Sevgili Gizem'e beni de bu güne dahil edip davet etitği için buradan kendisine kocaman bir teşekkür ederim. :)) Başka etkinliklerde görüşmek üzere inşaallah.


Etkinliğin ana sponsoru Grupfoni'ye, bizlere harika çantalar diken Bakras'a bu çantaları dolduran Golden Rose'a, Neva Kozmetik'e, Ofix'e, Apolena'ya, Arwey'e Hunca Kozmetik'e, bloggerlara çok şık kutular hediye eden Tricoastal'a, tatlı browniler hazırlayan Japon Çekirdeği'ne, birbirinden lezzetli kurabiyeler hazırlayan Limon Kabuğu ve Düğünce'ye, ağzımızı tatlandıran şirin mi şirin lokumları Bursa'dan bizim için getiren Sonsuz Dekorasyon'a çok teşekkür ederim.


11 Mayıs 2013 Cumartesi

Beyaz Hindibalı ve Pırasalı Semsek...

Yöresel yemeklerin pratik tariflerinden semsek biliyorsunuz en sevdiğim ve pratik olanı. Nomad Tarım'ın geçtiğimiz gün kuşkonmaz ve beyaz hindibasını almamla birlikte yeni tarifler düşünmeye başladım. Evde baktım pırasa ve beyaz hindiba var. Kuşkonmazda aldım ama kuşkonmaz yakışmaz diye koymadım. Önümüzdeki günlerde onlara da güzel tarifleri deneyip sizlere yazacağım. :) Arkadaşlar deneyin. Yok böyle lezzet. Bayıldım. :))

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Kızarmış Fındık Lahmacun "AĞZI AÇIK"

Urfa'nın yöresel lezzetlerinden olan ağzı açık benim yemesini en çok sevdiğim bir yemek. Hem yapımı pratik hem de lezzeti oldukça üst seviyede. Fındık lahmacun boyutlarında evde yağda yaparak yaptığımız bir yemek. Mutlaka deneyin. :)