21 Aralık 2010 Salı

Peynirli milföy böreği...







Geçtiğimiz günlerde canım börek istedi. Malum benim gibi çalışan bayanlar için el altında hazır olarak bizleri bekleyen milföy hamuru... Baktım birazda peynirim var. Hemen işe koyuluverdim. Benim gibi becerisi az arkadaşlarım için güzel bir tarif.

1 paket milföy hamuru ve 100 gr peynir ile yapabileceğimiz basit bir börek. Önce milföyleri açıp içerisine resimde görüldüğü gibi peyniri yerleştirdim. Sonra kenarlarından 4-5 mm inceliğinde kestim. 2 parça yeterli geldi bana. Üçgen bir tarzda yuvarlayıp bunları sıkılaştırmak için o kestiğim şeritleri üzerine sardım. Fırın tepsisine yerleştirdiğim böreklerin üzerine yumurta sarısını sürüp fırına verdim. Belki herkesin yapabileceği bir börek ama görsellik benim için çok mühim. Bence güzel oldu. :))

Afiyet olsun.

4. Blog yazarları toplantısı...

4. blog yazarları buluşması afişi

Mükemmel lezzetler...

Aylin Hn. ve blogcu dostlarım...

Farkında olmadan çekildiğim müthiş an... :))

Sevgili Yasemin Sungur hanımefendi


Kalamış Moss Marine Cafe'de yapılan 4. Blog Yazarları Buluşması'nda tüm blogger arkadaş ve dostlarımla birlikte geçtiğimiz pazar günü bir araya gelmekten inanılmaz keyif aldım. Sevgili Aylin Hn. ve blogcu arkadaşlarımın hazırladığı bu etkinlik bizi bir araya getirdi. Ben bu etkinliğe son anda bir işimin iptali üzerine katılabildim. Ve iyi ki katılmışım. :))

Can arkadaşım Sevil (birdemliksohbet), Neval (limonlukek) ile beraber buluşarak katıldığım ve pazar gününün mükemmel geçtiği etkinliğin devamı dileğiyle...

9 Ekim 2010 Cumartesi

Patlıcanlı Bulgur Pilavı...




Malzemeler:
3 orta boy patlıcan
250 gr iri taneli pilavlık bulgur
1 büyük baş soğan
Yonca / Rendelenmiş domates
Yonca / Sıvı yağ
Tuz
Karabiber

Yapılışı:
Soğan doğranarak yağ ile beraber kavrulur. Soğanlar biraz pembeleşince içine yine resimdeki gibi iri doğranmış patlıcanlar atılır. Patlıcanlar iyice solana kadar kızartılır. Üzerine yonca rendelenmiş domatesler atılarak biraz daha pişirilir. Üzerine önceden ısıtılmış sıcak su üzerini 1 parmak geçecek şekilde dökülerek pişmeye bırakılır.

Afiyet olsun...






8 Ekim 2010 Cuma

Yonca Gıda ve Ayşe Tüter Hanımefendi ile Kahvaltı Keyfi...

Geçtiğimiz Yonca Gıda'nın daveti üzerine gittiğim İstanbul Teknik Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Yonca Gıda'nın kahvaltı etkinliğinde bulundum. Sevgili Ayşe Tüter Hn.'nin ve blogger arkadaşlarımın katılımı ile etkinlik benim için muhteşemdi. Rahatsızlığım nedeni ile biraz geç kaldım ama etkinliğin samimiyeti ve blogger arkadaşlarımı görmenin mutluluğu ile günüm çok güzel geçti...

onca Gıda'ya davetlerinden dolayı çok teşekkür ederim.


Patlıcanlı Kebap...




Malzemeler:
1 kg kıyma (tek çekim yapılmış / 700 gr kuzu boşluk - 300 gr dana)
2 kg patlıcan (düz ve kalın seçilecek)
Tuz

Yapılışı:
Öncelikle kıymanın içine 1 tatlı kaşığı tuz atılıp harmanlanacak. Patlıcanlar büyükse 3'e küçükse 2'ye düz bir biçimde kesilecek. Fırın tepsisinin içine patlıcan ve büyük bir ceviz büyüklüğünde et konarak biraz sıkıştırılarak yerleştirilir. Tepsi dolana kadar bu işlem yapılır. Yüksek ısıdaki fırında pişirilecek. Fırına göre değişir ama 45-50 dk civarında benim fırınımda pişiyor. Piştiğini patlıcanların yumuşak oluşuna göre anlayabilirsiniz. (Annem iki tarafından sıkınca piştiiği anlaşılır dedi.) Ayrıca tepsinin ortasına severseniz domates koyun.

Arzuya göre biberi pişmiş seven fırından tepsiyi çıkarmadan evvel üzerine biraz biber atarak onunda aynı anda pişmesi sağlanır. 5 dk kadar pişen biberler beraber çıkarılır. Yanına soğan, ayran ve tuz ile beraber mümkünse açık ekmek (lavaş) ile dürüm yapılarak ve patlıcanların kabukları soyularak yenilir. (Tarifimiz midi boy fırın için geçerlidir. Büyük veya küçük boy fırın için malzemeler o oranda değiştirilir.)

Afiyet olsun...

30 Eylül 2010 Perşembe

Ispanaklı Börek...








Malzemeler:
5 adet yufka
2 adet yumurta (1 içine eğer yufkayı siz açacaksanız - 1 tane dışına) 
1,5 su bardağı yoğurt 
Yarım su bardağı sıvıyağ

İç malzemesi için:
600–700 gr. ıspanak 
1 adet soğan 
Sıvıyağ 
Tuz 
Biber

Yapılışı:
Ispanaklar iyice yıkanır ve biraz suda bekletilip süzüldükten sonra fazla iri olmamak kaydıyla doğranır. Soğan doğranır. İçine baharatı yağı atılarak bir kenara konulur. İster açma ister hazır yufka ile yapabilirsiniz. Annem açtı bu tarifte. Sonra yağlanan tepsinin üzerine 1 adet yufka tepsiden taşacak şekilde konur. Yumurta, yoğurt ve sıvı yağ iyice çırpıldıktan sonra üzerine sürülür. Daha sonra hazırlanan ıspanaklar içine eşit miktarda fazla olmaması şartıyla konulur. Sonra sırasıyla tüm katlara aynı işlem yapılır. Üzeri kızarmış seviyorsanız -ki ben öyle severim 1 tane yumurtanın sarısını üzerine sürerek daha önceden 180 derece ısıtılmış fırında iyice kızarana kadar pişirilir.
Afiyet olsun... :)

21 Haziran 2010 Pazartesi

Boranı...

Kendi yöremin en sevdiğim çorbalarından. Özellikle köftesini daha pişirirken yemeye başlarım. Bu tarifle birebir yapıp denemenizi şiddetle tavsiye ederim. :)
Malzemeler:
200 gr nohut
1 kg pazı
500 gr kuşbaşı et
1 çay kaşığı pulbiber (tepeli)
1 çimdik karabiber
Tuz

Sosu için:
250 gr yoğurt
1 baş sarımsak (ufak)

Köftesi için:
1/2 kg Bulgur
4 yemek kaşığı un
1 çimdik karabiber
1 tatlı kaşığı pulbiber
Tuz

Yapılışı:
Köftesinin yapılışı:
Su ile ıslatılan köfte malzemeleri yoğurularak büyük nohut büyüklüğünde yuvarlanarak kızgın yağda kızartılarak pişirilir...

Kuşbaşı et, geceden veya 4 saat önceden ıslatılan nohut, pulbiber, karabiber ve tuz eklenerek su 3 parmak üzerine çıkacak şekilde konularak düdüklü tencerenin kapağı kapatılıp 1 saat civarında pişirilir. Pazıların yaprağa gelecek şekilde tüm sapı küp küp doğranır. Bol su konularak ayrı bir tencerede 5-10 dk haşlanır. Tevgir veya süzgeç yardımıyla sudan çıkarılan pazılar pişen yemeğin içine atılarak 5-10 dk daha kaynatılır. Bu arada annem diyor ki yemek nohut yemeği gibi sulu olmalı. :))
Servis yapılırken yemeği tabağa koyup üzerine kızarmış köfteler onun üzerine de sarımsaklı yoğurt eklenerek afiyetle yenilir...

Afiyet olsun.

19 Haziran 2010 Cumartesi

İçli Köfte (Şanlıurfa yöresinden)...


Malzemeler:
İçi için:
1/2 kg kıyma
150 gr ceviz
1/2 kg soğan
Karabiber
Pulbiber
Tuz

Dışı için:
1/2 kg Bulgur
1 çay bardağı kırma (yarma)
1 çay bardağı irmik
1 yumurta
Karabiber
Pulbiber
Tuz








Yapılışı:
Kıymayı biraz kavuralım. Ama kurumaması gerekiyor. Yani az kavurulacak. Birazda tuz atılarak karıştırılıp yağı süzülerek bir kenarda soğumaya bırakılır. Yağı süzülmüş et ayrı bir kaba alınır. Doğranmış soğanlar kalan yağ ile beraber kavrulur. Yağ az gelirse biraz çiçek yağı eklenir. Sararana kadar kavrulduktan sonra yine yağından süzülerek et ile karıştırılır. Cevizler el ile parçalanarak harcın içine atılır. Yiyebileceğiniz kıvama göre pulbiber, karabiber ve tuz atılır. Bir kenarda soğumaya bırakılır. (Ben balkona koyuyorum... :))

Bulgur, irmik ve kırma su ile ıslatılır. (Sıcak olmayacak.) İçine pulbiber, karabiber ve tuz atılır. 1 saat kadar bekletilir. Kıvamı biraz sert olmalı. İçine yumurtayı kırınca kıvam yumuşar. Bir kaba el batırmak için su konulur. Daha sonra yumurta büyüklüğünde bir parça alınarak yuvarlanır. Bulgur el ayasının içine oturtularak işaret parmağının yardımıyla açılır. Derin bir tencerede bol sıvı yağ içine yavaşça bırakılıp kızarıncaya kadar pişirilir. Kevgir yardımıyla tepsiye konur. Sıcak servis yapılır.

Afiyet olsun.

24 Mart 2010 Çarşamba

Mantı nasıl yapılır?

Hamurişi yemeklerde en sevdiğim yemektir sanıyorum herkes gibi. :) Birçok hanım nasıl uğraşıyorsun bu yemekle diye soruyor ama sabırlı biri olduğumu düşünüyorum. Aksine çokta keyif alıyorum... :) Hoş bir tarifle devam edeyim. 
Malzemeler:
İçi için:
250 gram kıyma
1 adet büyük boy soğan

Hamuru için:
2 su bardağı un
1 yumurta
Tuz
Aldığı kadar su

Sosu için:
Yoğurt
Sarımsak
Kırmızı Biber
Sıvı Yağ (isteğe göre tereyağı veya zeytinyağı kullanılabilir.)
Kuru nane

İç Malzemenin Hazırlanışı:
İçi için kıyma ve rendelenmiş soğanı iyice karıştırın.


Hamurunun Hazırlanışı:
• Unun üzerine yumurta ve su ile kıvama gelene kadar yoğurun. Hamur en ince şekilde açılır. Hamurun üzerine un sepeleyip kesim için uygun bir tahtaya veya malzeme (masa veya mutfak tezgahı) üzerine alın.
• Açılan bu hamuru yaklaşık 2-3 cm aralık bırakarak kesin. Bunu enine ve boyuna şeklinde kestiğiniz zaman kareler oluşacak. Kesme işlemi bittikten sonra elinizi batırmak için bir kaseye biraz su koyun.
• Boş bir tepsi alıp içine biraz un serpiştirdikten sonra bu kareleri teker teker alıp içine minik minik mantı içini yerleştirerek fiyonk yapın ve bu tepsinin içine atın. Tüm hamur bittikten sonra üzerine biraz daha un serpin ve biraz tepsiyi silkeleyin. Bu hamurun tepsiye veya birbirlerine yapışmasını engelleyecektir.

•Orta boy bir tencereye su koyun ve üzerine tuz ekleyip orta ateşte kaynamasını bekleyin. Mantıları kaynayan suya tepsiden koyun ve orta ateşte yaklaşık 15-20 dakika pişirin. Bir kapta önce yoğurt sonra bu yoğurdun kesilmemesi için içine bir yumurtanın sarısını kırıp karıştırın. Daha sonra pişen mantının içine daha yemek ocakta iken yoğurdu ufak ufak akıtarak dikkatlice karıştırın. Tüm yoğurdu içine koyduktan sonra ocağı kapatın ve ufak bir tavada tereyağı veya zeytinyağını içine isteğe göre nane ve kırmızı biber koyarak ısıtın. Eğer sarmısak yemekten rahatsız olmazsanız; yoğurdun içine önceden veya servis yapılırken tabağınıza ekstra ekleyebilirsiniz.

Bazılar soğuk sever, ama ben sıcak seviyorum. :))

Afiyet olsun.

1 Mart 2010 Pazartesi

Kolay Formüller...

Yerdeki cam kırıklarının toplanması, gözler yaşarmadan soğanın doğranması ve odaya sinen sigara kokusunun giderilmesi, ev hanımlarının en çok yakındığı konuların başında gelir. Uzmanların aşağıdaki önerilerine kulak verilmesi halinde, bu sorunların üstesinden gelmek mümkün görünüyor.

Cam silme suyuna hiç tuz katıldığını duymuş muydunuz?
Katacağınız bir parça tuz, hem camların daha kolay temizlenmesini, hem de pırıl pırıl parlamasını sağlayacaktır.

Çoğu zaman ev hanımları, kırılan bardağa üzülmez, yerlere saçılan cam kırıklarını nasıl toplayacağını düşünür. İşte böyle bir durumda kırıkları temizlemenin en emin yolu, ıslatacağınız bir parça pamuktur. Islak pamuğu yerde gezdirin, cam kırıkları pamuğa takılacaktır.

Soğanınız acıysa, gözleriniz yaşarabilir.
Ama soğanı, kullanmadan bir-iki saat önce soyup soğuk suda bekletirseniz, tüm acılığı yok olur ve gözleriniz yaşarmaz.

Patates veya patlıcan kızartmalarında yağın sıçraması doğaldır.
Çünkü ne kadar kurularsanız kurulayın, bu iki sebzenin saldığı su, yağın sıçramasına sebep olur. Bunun için de her ihtimale karşı yağa bayat ekmek kabuğu koyun.

Odalara sinen sigara kokusuna karşı, odalarınızın bazı köşelerine, ipe geçirdiğiniz ıslak bir sünger asın. Islak sünger tüm sigara kokusunu alacaktır.

Limonlarınızın daha fazla su vermesini istiyorsanız, bunları sıcak suya atın. Faydasını göreceksiniz.

Şişe ve kavanozların üzerinde bulunan ve çıkarmakta zorlandığınız etiketi, önce biraz suyla nemlendirin, ardından mum ateşine tutun. Çıkaramadığınız etiketlerin kolayca çıktığını görebilirsiniz.

Yıkarken esneyen trikolarınızı, yıkadıktan sonra önce ılık suya, sonra da bir miktar sirkeli suya batırın. Trikolarınız eski şekillerine kavuşacaklardır.

Mutfak eşyalarının üzerindeki etiket izlerini yok etmek için, üzerlerine mobilya cilası serpip yumuşak bir bezle silin.

Fırınınıza sinmiş kötü yemek kokuları için; yemek yapmadan önce fırınınızın ortasına yarısı sirke yarısı su ile doldurulmuş bir tava koyun. Fırınınızı birkaç dakika için ısıtın daha sonra soğumaya bırakın.

Gömlek yakalarındaki kirleri gidermek için, gömleği makineye atmadan önce yaka kısmına sabun sürüp 15 dakika bekletin.

Tutkal lekelerini çıkarmak için, sirke ile ıslatıp, bol su ile durulanmalıdır.

Masanızın üzerine damlayan mumları çıkarmak için lekenin üzerine neft döküp 5 dakika bekleyin sonra nemli bir bezle silin.

Ellerdeki soğan ve sarımsak kokularını giderebilmek için yapılacak en iyi şey, haşlanmış patatesle ovmaktır.

Çay lekesi:
Pamuklu ve yünlülerde: leke taze ise, ılık suya batırılmış bir bezle ovulur. Eskimiş ise, içine limon suyu katılmış ılık suda ıslatılmış bir pamuk parçası ile silinir.Ilık su ile çalkalanır.

Bir yerdeki sigara dumanını yok etmek için hemen mum yakın.

Ütüde sararan elbise hemen oksijenli su ile silinirse sararan yerler kaybolur.

Kuru bakliyatları bir gece önceden ılık suya koyun ve haşlarken içine biraz karbonat ilave edin.

Sürahinizin dibi kir tutmuş ise, içine bir avuç tuz ile sirke koyup çalkalayınız. Tertemiz olacaktır.

Buzdolabındaki nemi almak için, dolaba içi tuz dolu bir kap konur.

Pişirdiğiniz kek kalıbından çıkmıyor ise, kabın altına ıslak bir bez yayarak biraz bekletin.

Konserve açıldıktan sonra cam kavanozda saklanırsa daha dayanıklı olur.

Kristallerin ışıl ışıl parlaması için, yıkadıktan sonra durulama sırasında sirkeli suya batırın. Bu işlem kristalleri parlatacaktır.

Sararan teflon tava ve tencerelerin içerisine bir miktar su ve birazda çamaşır suyu koyduktan sonra ateşin üzerinde kaynatın. İndirincede önce sıcak suyla daha sonra soğuk su ile iyice durulayın

Parlaklığını yitirmiş bir sürahiye eski görünümünü kazandırmak için yarısına kadar yırtılmış gazete kağıdı doldurun, üçte birine de sıcak suyu doldurup sıkı sıkı sallayın.

Dibi tutan tencereleri bir gece suda bekletin, tencere daha kolay temizlenecektir.

Musluklarınızı temizlemek için bez yerine eski bir naylon çorabı tercih edin sonuç daha mükemmel olacaktır. Karnı baharın haşlama suyuna bir miktar süt katarsanız kar gibi beyaz olduğunu, hem de kötü kokmadığı fark ederisiniz.

Kullandığınız salçaların bozulmamasını istiyorsanız üzerini düzleyerek biraz zeytin yağı ilave ederek uzun süre saklayabilirsiniz.,

Yumurta lekesini çıkarmak için önce soğuk suda bekletmeli sonra ılık sabunlu suda yıkamalısınız.

Pirinç ve bakliyatların saklanması için cam kavanozları tercih edin.

Balık kokusunu çıkarmak için yıkama suyunun içine bolca kahve telvesi atın. Sonra bolca durulayın.

Rafadan pişireceğiniz yumurtaların çatlamaması için kabın içine fincan tabağı koyarsanız,çatlamasını önlersiniz.

Domatesi kolay soymak için, bıçağın sırtıyla kabuklar, soyulacak yönün tersine sürtülür, veya kaynar suda bir dakika bekletilir.

Patlıcanların acısını almak için, soyunca tuzlu suda bekletilir.

Buzdolabından çıkardığınız yumurtanın akı ve sarısının birbirine karışmaması için hemen kırın.

Sebzeleri tuzlu suda yıkamayı alışkanlık haline getirin. Tuzlu su sebzeleri daha etkili ve çabuk temizler.

Sosislerin patlamasını önlemek için; fırın yada ızgaraya koymadan önce soğuk süte batırmanı yeterli olacaktır. Çaydanlığınızın içinde biriken kireç tortusunu temizlemek için, 15 dakika kadar içinde sirke kaynatın.

Taze ceviz lekesini elden çıkarmak içi, eller önce bir - iki dakika sirkeye batırılmış bir pamukla ovulur, sonra soğuk suyla ovulur ve yıkanır.

Çamaşırdaki pas lekesi için lekenin üzerine limon damlatılıp ütülenir.

Çikolata sosu hazırlanırken içine biraz kahve konursa tadı çok daha değişik olur.

Kuş üzümlerini ayıklamak için, onları bir avuç unla ovuşturunuz ve kalın delikli bir süzgece atınız. Unla beraber çöplerde düşer.

Netten alıntıdır...

24 Şubat 2010 Çarşamba

Yeşil Çay Neden Bu Kadar Faydalı?..

Aslında yeşil çay siyah çayla (Camellia sinensis) aynı bitkiden elde ediliyor. Siyah çay oksidasyona maruz kalıyor ve bu da antioksidan özellikteki maddenin yapısının bozulmasına neden oluyor. Fakat yeşil çay ve siyah çayın kafein miktarı aynı.

İşte yeşil çayın içindeki maddeler:

FLAVONOİDLER: Pek çok bitkide bulunan, bitkiye kendi rengini veren antioksidanlar.

KATEŞİNLER: Çay yaprağında bol miktarda bulunuyor. En az A, C, E vitaminleri kadar antioksidan aktivite gösteriyorlar.

POLİFENOLLER: İçerisinde flavonoid ve kateşinlerin de bulunduğu geniş bir antioksidan grubu polifenolleri oluşturuyor.

Tüm bu maddeler antioksidan özellikte. Peki antioksidan ne demek? Bilindiği gibi serbest radikaller, vücudumuzun normal bolik faaliyetleri sırasında oluşabileceği gibi çevre koşullarından da oluşabilir.

Örneğin stres, hava kirliliği, güneş ışınları serbest radikallere neden olabilir. Bu şekilde oluşan enerjisi fazla serbest radikaller vücutta karşılaştıkları hücrelere enerjilerini boşaltırlar ve o hücrenin çalışmasını engeller. Dolayısıyla dokularda erken yaşlanma veya kanser riski gelişir. Yeşil çay bu anlamda güçlü bir koruyucu.

Yeşil Çay ve Güzellik
____________ _________ _________ _________ _
Yeşil Çay Solüyonun Hazırlanması:
Solüsyonlar farklı şekillerde hazırlanabilinir. Hazırlananan solüsyonlar yapraklarından ayırıldıktan sonra steril bir şişede buzdolabında muhafaza edilmelidir. Küçük miktarlda hazırlanmaları daha uygundur.
1) 1 büyük fincan yeşil çayı 1 litre kaynamış suda 20 dakika demleyiniz,
2) 100 gram yeşil çayı yarım litre suda oda sıcaklığında en az bir saat kalacak şekilde demlemek için bekletiniz.
____________ _________ _________ _________ _
Ağız Bakımı
- Solüsyonla gargara yapın.

Ayaklar İçin

- Ayak mantarlarına karşı : Ayaklarınızı güzelce ıslatın ancak durulamayın.
- Yorgun ayaklarınızı solüsyonda dinlendiriniz. Soğuk solüsyonda ayaklarınızı 15 dakika tuttuğunuzda uzun müddet ayakta durmanın, yürümenin veya koşmanın oluşturduğu ayak yorgunlukları nızdan kurtulmak için iyi bir çözüm olduğunu göreceksiniz.

Ergenlik Sivilcelerine Karşı
1 kahve fincanı bal, 1 poşet yeşil çay ve 1 ampul C vitaminini robotta krem haline gelinceye kadar ezin. Göz çevresi hariç tüm yüzünüze dairesel hareketlerle masaj yaparak yedirin. Ilık suyla yıkayıp havlu ile tampon yaparak kurulayın.

Göğüsleri Sıkılaştırıyor
4 kaşık süzme yoğurt ve 2 yemek kaşığı yeşil çayı karıştırın. Karışımı göğüslerinizin üzerine sürün. 10 dakika bekletin ve sonra yıkayın. Ardından da cildinizi yine bitkisel kökenli adaçayı ve kekik yağı gibi cildi sıkılaştırıcı bir yağ ile nemlendirin. Böylece hem cildinizin nem ve yağ dengesini düzenleyecek hem de göğüslerinizin sıkılığını artıracaksınız.

Göz ve Gözaltı

Yeşil çay, called EGCG olarak bilinen anti-inflammatory sayesinde göz altında oluşan halkaları, göz altı torbalarını, kırışıklıkları ve morlukları azaltır. Yeşil çayın uykusuzluk ve stresten dolayı gözlerde oluşan sorunlara karşı rahatlatıcı ve sakinleştirici etkisi vardır.


Eğer poşet yeşil çay kullanıyorsanı z işiniz kolay. Çayınızı içtiniz, poşetleri atmıyor, derin dondurucuya koyuyorsunuz Donduktan sonra poşetleri göz kapaklarınızın üstüne ve göz altına gelecek şekilde gözünüzün üzerine koyunuz Günde 1 kez 10-15 dakikalık seanslar yeterli olacaktır.

Eğer pakette yeşil çay kullanıyorsanı z: Yorgun gözleri dinlendirmek için, pamuk tamponu hazırladığınız yeşil çay solüsyona sokunuz, fazlalığını sıkınız. Yavaşça göz kapaklarınızın üzerine yerleştiriniz. 10 dakika kadar dursun. Eğer ihtiyaç hissederseniz tekrarlayınız.

Güneş Yanıklarında

Bir bezi soğuk solüsyonda ıslattıktan sonra, yanık bölgede 15 dakika tutunuz. Günde 4 kez tekrarlanır.

Kızarıklıklarda
Alın, çene ve yanaklardaki kızarıklıklar için doğal çözüm için günde iki kez olmak üzere dört hafta boyunca içinde %2 yeşil çay ekstresi bulunan krem kullanınız. Eğer bulamadıysanız solüsyonunuz ne güne duruyor....

Kuru cilt için yeşil çay losyonu,
Orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suda 1 tatlı kaşığı dolusu yeşil çay haşlanır, üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. 1 yumurta sarısı, 1 tatlı kaşığı dolusu çiçek balı ve 10 ml gliserin iyice karıştırıldıktan sonra, çayla birlikte küçük bir kavanoza aktarılarak iyice çalkalanır. Karışıma batırılan pamukla, yüz, boyun ve dekolteye friksiyonla iyice emdirilir.
Lekelerde
Solüsyonu lekenin üzerine temiz bir pamuk sürün ve öyle bırakın, durulamayın.
Yara ve Berelerde

Ufak kesiklerde, pişiklerde, berelerde : Bir pamuk tampon yapıp, solüsyonda ıslatıp 5 dakika gerekli bölgede tutunuz. Günde 4 kez yapılabilinir.

Yeşil Çay Maskesi, Olgun Ciltler İçin
Bir bardak su kaynatılır ve 5 dakika bekletilir, 1 yemek kaşığı dolusu yeşil çay eklenerek 5 dakika demlendirilir, süzülür ve soğumaya bırakılır. Bu arada, 3 yemek kaşığı dolusu bademyağı ve 1 yemek kaşığı dolusu çiçek balı iyice karıştırılır. Yeşil çay bu karışıma yavaş yavaş eklenirken karıştırmaya devam edilir. Maske, yüze, boyuna ve dekolteye uygulanır ve 20 dakika etkilemeye bırakılır.

Yüz Maskesi

2 çay kaşığı kili, ılık yeşil çayla kıvamlı bir karışım oluncaya kadar karıştırın. Sonra ince bir tabaka olarak cildinize sürün. Bu şekilde 30 dakika beklettikten sonra durulayın. Ardından yine yeşil çayla hazırladığınız tonikle yüzünüzü yıkayın.

Yüz Toniği

1 çay kaşığı yeşil çayı kaynamış 100ml suyun içine katın. Beş dakika demlenmesini bekledikten sonra soğumaya bırakın. Cildinizi toniğe batırılmış pamukla silin.

Canlandırıcı Suya Dalın

Banyo yapmadan önce, yeşil çay ile tuz peelingi yapmaya ne dersiniz? Ayrıca küvetteki suyun içine yeşil çay esansı atabilir ve yeşil çayın canlandırıcı etkisinden faydalanabilirsiniz . Fransız Sothys firmasının banyo tuzları ve Wella'nın yeni banyo serisi Back To Basics'in yeşil çaylı vücut jelleri, kremleri de yeşil çayın faydalarını mümkün olduğunca çıkarmanızı sağlıyor. Yine Elizabeth Arden'in ünlü parfümü Green Tea, yeşil çayın rahatlatıcı kokusunu cildinize taşıyor.

Zayıflatıyor !

Farmakognozi (tıbbi bitki bilimi) uzmanlarından alınan bilgiye göre, son zamanlarda yapılan çalışmalarda yeşil çaydaki epigallokatesin galat isimli polifenolün antioksidan özelliği yanında formunu korumak isteyenlere de yardımcı olduğu ortaya çıkarılmış. Deney hayvanlarında yeşil çayın vücuttaki yağ oranını düşürdüğü gözlenmiş.

Araştırmaya göre yeşil çay kahverengi adipoz dokuların ısısını artırarak yağ yakımını ve enerji sarfiyatını artırıyor. Epigallokatesin galat'ın asıl etkisi ise vücuda alınan yağların emilimini azaltması. Fareler üzerinde yapılan bir deneyde, bir grup, doymuş yağ oranı yüksek besinle, diğer grup ise doymuş yağ oranı yüksek besinler ve yeşil çayla beslenmiş. Yeşil çayla beslenen farelerin daha az kilo aldığı gözlenmiş.

Sabah aç ve akşam yatmadan önce birer bardak yeşil çay önerilir.

Yeşil çayınıza şeker koymayınız,

Tatlandırıcı olarak süzme bal koyabilirsiniz.

Etkili olabilmesi için aç karnına, sıcak ve yudum yudum içilmelidir.

Sallama,poşat çay yerine etkisi kanıtlanmış olan Bergamut Aromalı Çaykur Burcum Yeşil Çay ( 100 gr ) tercih edin.Çünkü ne kadar işlenmiş olursa o kadar yararı azalıyor.

Sabah Akşam, 1 kupaya 1,5 çay kaşığı koyun.Üstünede kaynamış ve 3-4 dk beklemiş suyu döküp ağzını çay tabağıyla kapatın.5 dk bekledikten sonra için.Çay,zaten dibine çöküyor,üstte kalanlarıda kaşıkla alın.
Yeşilçay, vucüdu inceltir,sıkılaş tırır,selilü tleri giderir.Ayrıca doğumdan sonra vucuttaki fazla ödem ve suyu tamamen yok eder. Ciltteki pürüzler yok eder, şişkinliği giderir,bol su içtirir.faydası saymakla bitmez

Yeşil çay içindeki kateşinler sayesinde :

Kanser riskini azaltır. (Reduces incidence of cancer)
Yeşil çay yemek borusu kanserini erkeklerde %57, kadınlarda %60 oranında önlemektedir.
Yeşil çay düzenli içilmesi halinde prostat kanseri riskini üçte iki azalmaktadır.
Yeşil çay deri kanserine yol açan ultroviyole ışınların zararından korur.
o Tümörü küçültür. (Reduces tumors)
o Antioksidandı r. (Reduces oxidation by active oxygen)
Yeşil çaydaki antioksidan E vitaminindekinden 20 kez daha kuvvetlidir.
o Kolestrolü düşürür. (Lowers blood cholesterol)
o Tansiyonu ayarlar. (Inhibits increase of blood pressure)
o Kan şekerini ayarlar. (Inhibits increase of blood sugar)
o Bakterileri öldürürür. (Kills bacteria)
o Grip virüsünü öldürür. (Kills influenza virus)
o Ağız kokusunu önler. (Prevents halitosis)

Yeşil çay içindeki C vitamini sayesinde :

o Stresi azaltır. (Reduces stress)
o Gribi önleyicidir. (Prevents flu)

Yeşil çay içindeki kafein sayesinde :

o Performansı etkiler,yorgunluk ve uyku halini ortadan kaldırır. (Stimulates wakefulness - removes fatigue and sleepiness)
o İdrar söktürücüdür. (Acts as diuretick)
İdrar söktürücü özelliğinden dolayı zayıflama rejimlerinde kullanılıyor.

Yeşil çay içindeki flavonoidler sayesinde :

o Kan damarlarını güçlendirir. (Strengthen blood vessel walls)

Yeşil çay içindeki polisakkaridler sayesinde :

o Kan şekerini düşürür. (Lowers blood sugar)

Yeşil çay içindeki fluorid sayesinde :

o Diş çürümesini engeller. (Prevents cavities)

Yeşil çay içindeki E vitamini sayesinde :
o Antioksidan olarak rol oynar. (Acts as antioxidant)
o Yaşlanmayı geciktirir. (Regulates aging)

Yeşil çay içindeki EGCG (Epigallokateş in Gallat) adlı kimyasal madde sayesinde :

o Kanser hücrelerinin gelişmesini önlüyor.
o Akciğer, mide, bağırsak karaciğer ve deri kanserlerini önleyici etki yapıyor.
o Alzheimer'i önleyici
o Sigara kullanımının toksik etkisini azaltıyor.
o Yeşil çay içen hamile kadınlar sorunsuz bir doğum gerçekleştirebilirken , sakat çocuk dünyaya getirme riski de azalacak.

Yeşil Çay:
o Anti enflamatuar, hücre yenileyicidir.
o Arterioskleroz riskini azaltır.
o Damar sertliğinden koruyor. Kılcal damarları büzerek ödem oluşmasını önlüyor.
o Deriyi besler
o Kalp ve dolaşım sistemini olumlu etkiler ve, hastalıklarını azaltır.
o Kemik erimesini engelliyor.
o Kilo verdirir.
o Mide ve barsak problemlerini hafifletir.
o Migreni geçiriyor.
o Sürekli kullanımı, romatizmal hastalıkların tedavisinde fayda sağlar.
o Vücuttaki yağların yakılma sürecini hızlandırarak diyetleri destekler.
o İstenmeyen yağların %30'unu absorbe eder.

Unutmayın!!!
Günde 4-5 fincan yeşil çay vücudunuz zırh gibi korur.
Sabah aç ve akşam yatmadan önce birer bardak yeşil çay önerilir.
Yeşil çayınıza şeker koymayınız,
Tatlandırıcı olarak süzme bal koyabilirsiniz.
Etkili olabilmesi için aç karnına, sıcak ve yudum yudum içilmelidir.

Netten alıntıdır.

17 Şubat 2010 Çarşamba

Keçiboynuzu pekmezi yiyen, hastalık görmüyor!..

Keçiboynuzu pekmezi yiyen, hastalık görmüyor!


Keçiboynuzu olarak bilinen harnup, doğanın bize hediyesi en güçlü besin kaynaklarından biri... Faydası o kadar çok ki yazımızı okuduktan sonra evden eksik etmeyeceğinizi düşünüyoruz.
“Hz.Yakup Peygamberin ekmeği”
Keçiboynuzu/ harnup (Ceratonia siliqua); Baklagiller familyasından doğal olarak Akdeniz ikliminde yetişen ve baklaları yenen her daim yeşil ağaç ya da çalı türü.
İngilizcesi “carob” ise de, genelde “St.Johns Bread” olarak bilinir. Almanca’sı da “johannisbrot” dur. Her iki lisanda da “Yakup Peygamberin Ekmeği" anlamına gelir. Yakup peygamberin çölde ekmek yerine tükettiği bir meyvedir. Yaklaşık 5000 yıldan beri bilinmektedir.
Birkaç yüzyıl öncesine kadar şeker yerine veya yapılan tatlılarda ağırlıklı olarak harnup kullanılırdı. Günümüzdeki beyaz şeker üretiminin başlaması ile bu kültür ve bu sağlıklı beslenme yapısı yok olmuştur. Harnup ağacı ilk 15 yıl hiç meyve vermeyen bir ağaçtır. Yetişkin bir ağaç 1000 kiloya kadar meyve verebilmektedir.
Keçiboynuzu diğer adıyla harnup yeryüzünün en eski bitkilerinden olup anavatanı olarak Güney Anadolu, Suriye, Kıbrıs, Yunanistan, İspanya, Fas, Tunus, Cezayir, Filistin ve Libya olup memleketimizde, Antalya, Mersin, Silifke, Datça dolaylarında yaklaşık 1500 km'lik sahil şeridinde doğal olarak yetişmektedir.
Türkiye’de tıbbi bitki ihracatında en büyük pay ile 1. sırada "keçiboynuzu" yer almaktadır. "Kekik" 2.sırada, "kapari" 3.sırada, "defne" 4.sırada yer alıyor.
Olgunlaşmadan yenirse bağırsakları yumuşatır, olgunken kabızlık yapar. Yabani olanların tohumlarına Kırat veya Karat adı verilir. (0,2 gram 1 karat) Karat ölçüsü buradan gelmektedir. Tohumlarından zamk elde ediliyor ve yurt dışına ihraç ediliyor. Kağıt ve Mobilya sanayinde kullanılıyor.


Gallik asit içeriyor!
Gallik asitin özellikleri
Analgesic/ağrı kesici
Antiallergenic/ alerjiye karşı
Antiasthmatic/ astıma karşı
Antibacterial/ bakteri yok edici
Antibronchitic/ bronşite karşı
Anticancer/kansere karşı
Antihepatotoxic/ karaciğeri toksinden arındırıcı
Antioksidant/ serbest radikalleri yok edici
Immunostimulant/ bağışıklık sistemini güçlendirici
Antiviral/mikroplar a karşı
Antiseptic/antisept ik
Cancer-preventive/ kansere karşı koruyucu
Antinitrosaminic/ nitrozamin yok edici
Bronchodilator/ bronş genişletici
Antipolio/çocuk felçine karşı
Dertlilere derman oluyor…
Günümüz yaşam şartların maruz kaldığımız eletromanyetik kirlilikle vücuda giren radyasyonu dışarı atma özelliğine sahip keçiboynuzu, 7’den 70’e herkesin günlük vitamin ihtiyacını karşılamaktadır.
Akciğer ödemine karşı keçiboynuzunun desteği bulunmaz bir imkan. Balgam söktürücü gücü ve astıma karşı olan tedavi edici gücü çok fazladır. Sigara içenler keçiboynuzuna başladıktan bir iki gün sonra nasıl balgam çıkardıklarını hayretle özleyeceklerdir.
Keçiboynuzunun en önemli özelliği nefes darlığına karşı oldukça etkili olmasıdır. Keçiboynuzunun nefes darlığına karşı etkili olan etkin maddesi hemen hemen başka hiçbir bitkide bulunmamaktadı r. Bu etken madde aynı zamanda bazı alerjik astım rahatsızlıkları nda öylesine etkilidir ki; derhal sonuç almak mümkün olabilmektedir. Ayrıca alerjinin neden olduğu nefes darlığı problemlerinde büyük bir başarıyla uygulanabilir.
Kortizon tedavisinden başka çare bulamayan, alerjik nefes darlığı çeken ve yılın belli mevsimlerinde öksürük krizlerinin nedenli şiddetli olduğunu anlatan bir çok insanın, keçiboynuzunu kullanmaya başladıktan daha hemen ertesi gün rahatlamaya başladıkları gözlemlenmektedir.
Guatr rahatsızlığından dolayı nefes darlığı çekenler de olumlu sonuçlar aldıklarını belirtmişlerdir.
Akciğer ödemine karşı keçiboynuzunun desteği bulunmaz bir imkandır. Balgam söktürücü gücü ve astıma karşı olan tedavi edici gücü çok fazladır. Sigara içenler
keçiboynuzuna başladıktan bir iki gün sonra nasıl balgam çıkardıklarını hayretle gözleyeceklerdir.
Keçiboynuzu, insanlığın korkulu rüyası akciğer kanserini %90 oranında önleme gücüne sahiptir. Özellikle sigara içen insanlarda akciğer kanserine yakalanma riskinin ne kadar yüksek olduğu, bu konuyla ilgili hemen her klinik deneyde ortaya konmaktadır. Keçiboynuzunun bu koruyucu özelliği Allah’ın insanlara olan bir lütfudur.
Keçiboynuzu akciğer kanserini önleyen mükemmel bir meyvedir. Ancak, akciğer kanserine yakalanmış olanlar için tedavi etme gücü çok zayıftır. Bir bitkinin hastalığı önleyici özelliği ile hastalığı tedavi etme özellikleri birbirlerinden farklı şeylerdir. Keçiboynuzunun akciğer kanserini tedavi etmekteki gücünü artırıcı farklı etkin maddeler içeren ikinci bir bitkiye ihtiyaç vardır. Bu ikinci takviye bitki kırmızı turptur.
Keçiboynuzunda kolesterol bulunmaması ayrı bir avantajdır. Kaffein ve theobromine içermediği için de tansiyon problemi olanların rahatlıkla uygulayabilecekleri bir kürdür. Fosfor ve kalsiyum bakımından zengindir. Bu nedenle osteoporoz rahatsızlığı olanlara kalsiyum ihtiyaçlarının karşılanmasında çok iyi bir destekleyicidir.
Keçiboynuzu (harnup) pekmezinin faydaları
1kg. pekmezde; 8069mg.Potasyum – 698mg.Kalsiyum - 565mg.Fosfor – 147mg.Sodyum – 383mg.Magnezyum - 35,4mg.Demir - 2,4mg.Bakır - 3,2mg.Çinko 3,9mg.Mangan bulunur.
Kalsiyum bakımından çok zengin (sütün 3 katı.)
İçindeki E vitamini sayesinde; öksürük, grip, kemik erimesi ve kansızlık durumlarında vücuda yardımcı.
Balgam söktürmeye, göğsü yumuşatmaya, bronşları açmada etkili. Sigara tiryakileri için faydalıdır ve nefes darlığına karşı vücuda yardımcı olur (Alerjik nefes darlığı çekenlere ısrarla keçiboynuzu pekmezi tavsiye edilir.)
Yüksek ham selüloz etkisi ile bağırsak rahatsızlıkları na ve gastrite karşı vücuda yardımcı oluyor.
Mide ve bağırsak gazlarını dışarı atarak mide şişkinliğini giderir Bağırsak kurdu, tenya, solucan gibi bağırsak parazitlerini temizliyor. Mideye kuvvet veriyor.
Yüksek mineral ve vitamin içeriği ile de diş ve diş etleri üzerinde çok olumlu etkileri bulunuyor.
Yüksek doğal şekerler, zengin mineraller (özellikle çinko) ve vitaminler (A, B, B2, B3, D) içeriği dolayısıyla doğal güç ve besin kaynağı.
Yüksek sodyum ve potasyum içeriği sayesinde tansiyon, karaciğer ve akciğer rahatsızlıkları nda vücuda yardımcı oluyor. Kanın zehirli maddelerini temizliyor.
Kalp rahatsızlıkları nda doğal destekleyici bir ürün.
İnsanlığın korkulu rüyası akciğer kanserini %90 oranında önleme gücüne sahip.
İnsan vücuduna giren radyasyonu dışarı atıyor
Doğal bir dopingdir.
Keçiboynuzunun herhangi bir yan tesiri bulunmuyor.
Hem besleyici hem de besin değeri olan keçiboynuzudur.
Astım, alerjik astım, alerjik nefes darlığı, akciğer kanserini önleyici etkisi var.
Akciğer ödemini yok edici ve sperm sayısını artırıcı ve balgam söktürücü olarak olumlu özellikleri bulunuyor.
Doğal harnup pekmezinde bulunan o güzel damak tadı değişerek ağızda burukluk kıvamında koyuluk pelteleşme görülebilir. Pekmezde bulunan bu ani değişikliğin sebebi keçiboynuzu hammaddesi kırıldıktan sonra taze olarak bekletilmeden hemen üretim yapılmasıdır.Keç iboynuzu kırıldıktan sonra bir müddet bekletilip üretime geçilmesi en iyisidir. O zaman pelteleşme görülmez!
Aynı zamanda tamamen doğal olarak üretilmiş olan harnup pekmezi aşırı soğukların etkisi ile koyulaşabilmektedir. Koyulaşmış olan pekmez cam kavanozda oda sıcaklığında normal halini alır.
Daha çabuk sonuç alırım diye kesinlikle abartarak kullanmayınız. Uygulama sürelerine ve miktarlarına kesin olarak uyunuz. Doğa bir denge, nizam ve kural üzerine kuruludur ve de belirli kurallara göre çalışmaktadır. İnsan da, doğanın bir parçası olduğuna göre, insan vücudu da aynı şekilde belirli dengeler çerçevesinde çalışmaktadır. İşte, günümüzde bilim adamları ekolojik dengeden, biyolojik dengeden ve de daha bir çok dengelerden bahsetmekteler ve bu dengelerin bozulması durumunda dünyamızı nedenli büyük felaketlerin beklediğini vurgulamaktadı rlar.
Örneğin; Demir, insan vücudu için hayati önem taşıyan bir maddedir. Demirin eksikliğide, fazlalığı da insan vücudu için zararlıdır. Bazı insanlar vitaminlerin çok faydalı olduklarına inandıklarından dolayı vitamin haplarını fazla fazla kullanırlar. Çünkü, fazlasının insan vücuduna zarar vermediğini zannederler. Unutmayınızki, vitaminlerin eksikliği sağlığımız açısından hayati önem taşırlarken, fazlası da vücudumuza zarar verirler. Aynı şekilde size önerilen bitkileri de belirtildikleri şekilde kullanmak gerekir. Fazla kullanarak daha çabuk sağlığıma kavuşurum diye düşünmek yanlıştır.
Kaynaklar:

Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu/ Bitkisel Sağlık Rehberi

Netten alıntıdır...