6 Temmuz 2012 Cuma

Activar AC-11 blogger etkinliği...

"Eski dost düşman olmaz." diyerek sözlerime başlamak istiyorum. Ben küçükken denize gittiğimiz zaman plajdaki insanların güneşlendiğini görürdüm. O dönemler bildiğimiz güneş yağı ve kremleri kullanılırdı. Ve insanlar güneşte kalmanın etkilerinin çok iyi olduklarını söylerlerdi. Ben zaten kumda oynarken onlar kadar yanıyordum. Büyümeye başladıktan sonra yok efendim ozon tabakası delindi, yok güneşin kötü etkileri derken neredeyde sokağa çıkma yasağı uyguluyorum kendime öğle vakitleri özellikle. :) Cilt hastalıkları da aldı başını gidiyor malumunuz.

Kozmetik ürünleri satan mağazalara gittiğim zaman herkes kendi ürününün en iyisi olduğunu ve şu kadar bu kadar koruyucu faktörler diyerek benim kafamı karıştırıyorlar ve hiç almıyordum. Belki de hayatımda tek yaptığım krem el kremi kullanmaktı. Geçtiğimiz sene tatile çıktığım zaman ilk kez güneş lekeleri ile tanıştım. Doktora veya bu konulardan sıkıntısı olan insanlara danıştığımda bana bu tarz ürünlerin sonuç vermeyeceğini ve sadece bundan sonra gelebilecek lekelere karşı küçük bir oranla koruyucu olabileceklerini söyledi. Canım bu konuya çok sıkıldı fakat yapabilecek birşey de yoktu. Zaten etkisi olmayacak bir ürünü almamın ne manası vardı. Şapka kullanmaya başladım. :) Bir süre önce bir arkadaşım bana Activar kullandığını ve tedavi gördükten sonra ne denli sonuçlar aldığını uzun uzadıya anlatmıştı. Kullanmaya ilk kez heyecan duyduğum bir ürün oldu Activar cilt bakım kremi.
30 Haziran cumartesi günü Activar AC-11 blogger etkinliği için bir araya toplandık. Sn. Dr.Yaman Er beyefendinin ve Sn. Yeşim Terzioğlu'nun yönetimindeki etkinliğimizde Yaman bey bizlere güneşten korkmamamız gerektiğini bu etkilerin cilt bakım kremleri yardımıyla güneşin faydalarını vücudumuza alabileceğimizi anlattı.

AKILLI FORMÜL
İçindeki Cuivridon® sayesinde cildi besleyen sebumu incelterek yüzün kuru ve yağsız bölgelerine de yayılmasını, o bölgelerin de beslenmesini, böylece yüzün yağ dağılım dengesini sağlar.

Hem yağlı hem de kuru ciltlere uygun tek formülde etkilerini birleştiren “AKILLI FORMÜL” özelliğine sahiptir. Hassas ciltlere de uyan bir formül içerir.

Aynı formülde gözaltı morlukları, göz altı torbaları ve ifade kırışıklıklarını azalmak için geliştirilmiş mükemmel bir Göz Çevresi formuna da sahiptir.

Anti-oksidan etkiler gösterir, ACTIVAR®’ın formülünde C Vitamini, E vitamini, Co enzim Q-10, alfa lipoik asit, beyaz çay ekstresi gibi çok güçlü anti-oksidanlar vardır. Buradaki C vitamini bir çok anti aging formülden farklı olarak yağda erir forma dönüştürülmüştür. Bu sayede diğer formüllerden farklı olarak cilt altına inebilir.
Formülünde hiçbir anti-aging üründe olmayan bir ekstre (AC-11®) bulunur. ACTIVAR® anti-oksidan korumanın ötesine geçerek, DNA hasarlarını azaltmayı hedefleyen tek anti-aging üründür. Bu nedenle "YENİ NESİL" anti-aging ürün olarak sınıflandırılır. AC-11®’in hücredeki doğal DNA onarıcı sistemin kapasitesini artırdığı gösterilmiştir. DNA hasarları: yaşlanma ve dejenerasyonun sebebidir. Yani yaşlandıran zaman değil, onarılamadan biriken DNA hasarlarıdır. ACTIVAR® anti-oksidan korumanın ötesine geçerek, vücudun doğal DNA onarımını artırmayı hedefleyen tek anti-aging üründür. Bu nedenle “YENİ NESİL” anti-aging ürün olarak sınıflandırılır. ACTIVAR® her biri tek başına kullanıldığında bile marka olmuş çok iyi kozmetik maddelere aynı anda sahipken,
ayrıca içerdiği AC-11® ile bu gün var olan tüm cilt bakım ürünlerinin önüne geçer. AC-11® Japonya’da ilk piyasaya verildiği 2009 yılında en çok kullanılan ilk 10 kozmetik madde içine girmiştir.
                                                 
Aynı formülde hem anti-aging hem de günlük cilt bakım özelliklerine sahiptir.
Makyaj malzemeleri ve güneş koruma ürünleri ile geçimlidir.
Ayrıca:
- Güneş koruyucu ürünlerin etkilerini artırır.
- Yapılan kozmetik uygulamaların etkinliğini ve kalıcılığını artırır.
- Göz çevresinde tek formülde üçlü etki sağlar.
- Makyaj ürünleri ve güneş koruyucularla geçimlidir.

ACTIVAR NEDEN TEMEL CİLT BAKIM ÜRÜNÜDÜR?
Çünkü: Aynı formülde hem anti-aging hem de günlük temel cilt bakım özelliklerine sahiptir. Makyaj malzemeleri ve güneş koruma ürünleri ile geçimlidir. Bu nedenle ACTIVAR® “TEMEL CİLT BAKIM” ürünüdür. Cilde zarar veren; özellikle UV ışınların ve kimyasal ajanların o anda verdikleri zararları azaltıp, sonrasında da oluşan hasarların onarımını destekler. Cildi ve cilt altı dokuyu onaran, cilt altını kalıcı şekilde destekleyen vücudun kendi kollajenini ürettiren, içerdiği AC-11® ile yaşlanmayı geciktiren benzersiz bir formüldür. Üç formu ile anti-aging etkilerin yanısıra, çok iyi ve kalıcı bir nemlendirme sağlar,Kırışıklıkların azalmasına yardımcı olur,Doğum lekeleri de dahil cilt lekelerinin azalmasına yardımcı olur,Cilt altı dokuyu destekler, güçlendirir. Gözaltı morlukları, torbalarını ve ifade kırışıklıklarını tek ürünle azaltmaya yardım eder.

TEMEL CİLT BAKIM Ürünü olma farklılığını aşağıdaki temel özelliklerden alır;

• Güneş koruyucu ürünlerin koruyuculuğunu artırır, güneş koruyucularla birlikte uygulandığında, güneşin zararlarından ve yaşlandırıcılığından koruyucu etkilerini artırır.
•Makyaj ürünleri ile kullanılabilir akma yapmaz,
• Yapılan kozmetik uygulamaların etkinliğini ve kalıcılığını artırır,
•Artan kollajen sayesinde cildi taşıyan ve sarkmalara karşı duran cilt altı matriks yapısını güçlendirir.
•Aynı zamanda içerdiği MDI kompleks sayesinde oluşan yeni ve güçlü kollajenin parçalanmasını yavaşlatır. MDI kompleks balık kıkırdağından elde edilen bir koruyucu enzimdir.
•Bu sayede kullanım ve kozmetik uygulamaların sonuçları daha belirgin ve kalıcı olur. 
Cilt bakım kremleri şöyle:
Gündüz Kremi
Gece Kremi
Göz Çevresi Kremi
Activar AC-11 Kapsül


Bu bilgiler ışığında kullanmaya başladım ürünleri. Kapsülü de en yakın zamanda kullanmaya başlayacağım. Cilt kremlerinde Yaman Bey demişti geceden sabaha etkisi görünmeye başlar diye. Gerçekten hakkı varmış müthiş bir ürün. Gece uyumadan yüzümü yıkayıp kuruladıktan sonra göz çevresi kremi ve gece kremini sürüp uyuyorum. Bebek gibi kalkıyorum sabah. Sabah uyanınca da yine gece çevresi kremi ve gündüz kremi birlikte. Tüm gün yüzüm ışıl ışıl. Sihirli değnek değmiş gibi. :)
Dr. Yaman Er ve Yeşim Terzioğlu'na çok teşekkür ederim. Ayrıca bu etkinliğe beni dahil eden Senem'e çok teşekkür ederim. :)

26 Haziran 2012 Salı

Kuşbaşı Etli Havuçlu Bulgur Pilavı

Bir yarışmadan bahsetmek istiyorum sizlere. Maggi Bulyon ile Pilav Festivali'nda pilav yarışması var. Bunu farkettim ve hemen bir pilav düşünmeye başladım ve aşağıdaki tarif çıktı ortaya. Umarım siz de beğenirsiniz.

Senem'in bloğunda paylaştığı yazıyı sizlere paylaşmak istedim. Siz de bu yarışmaya dahil olmak isterseniz az zaman kaldı. Ayrıntılar aşağıda. :)

Maggi Bulyon ile Pilav Festivalinde son hafta.Havuç ile bir pilav yapın ve seni destekleyen yemek yazarı ben olayım. Beraber bir takım olalım ve muhteşem bir yarışma gerçekleştirelim. Pİlavına güvenen, en güzel pilavı ben yaparım diyen. Eeee tabii birde benim gibi kimse sunum yapamaz en yaratıcı sunumuda ben yaparım diyorsan. Bu yarışma tam sana göre. Çok güzel hediyeler veriliyor. Her kategoride 50 kişiye toplamda  200 kişiye Maggi mutfak seti veriliyor. Ayrıca tarifiniz finale kalırsa 
 1. Finalist ve eşlik eden Yemek Yazarı : 1000’er TL Hediye Çeki
2. Finalist ve eşlik eden Yemek Yazarı : 500’er TL Hediye Çeki
3. Finalist ve eşlik eden Yemek Yazarı : 250’şer TL Hediye Çeki kazanıyor.

Ayrıca EKS Mutfak Akademisinde Sahrap Soysal ile barber güzel bir gün geçirmiş oluyoruz.( Hatıra resimleri bol bol çekeriz artık :D )
Yarışma detayları için burayı tıklayın. Bu arada tadı kadar sunumda önemli olduğunu unutmayın. 

 Bunlarda yarışmaya katılan yarışmacılardan bir kaç resim. Dahada iyisini yaparım diyorsan bekliyorum tarifi.
Malzemeler:
2 orta boy havuç
150 gr kuşbaşı et
1 iri boy kuru soğan
1 kase iri boy bulgur
1 tane yeşil biber
1 tane orta boy kırmızı biber
1 tane Maggi et bulyon
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı isot
1 yemek kaşığı safran
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı tereyağı
5 iri diş sarımsak
Su

Yapılışı:
Önce kuşbaşı etleri minik küpler halinde doğrarız. Bir tencerede zeytinyağı ile kuşbaşı etleri atarak iyice pişmesini sağlarız. Ben biraz su dökerek haşladım. Sonra soğanları normal, biberleri ve havuçları ise jülyen doğrarız. Suyu az kaldığında soğanı, havucu ve biberi etin üzerine atarız. Güzelce kavururuz. Pembeleştikten sonra üzerine safranı, tereyağını ve tuzu atıp suyunu ekleriz. En son bulgurumuzu atıp 2-3 dolandırırız. Maggi et bulyonuda ekleyerek yüksek ateşte pişmeye bırakırız. Suyun yarısını çektikten sonra isotu atarız ve suyun tamamını çektikten sonra bulgurlar ocağı kapatıp dinlenmeye bırakırız pilavımızı. :) 

20 Haziran 2012 Çarşamba

Köfteli erişte çorbası...

Ben yazın çorba içemiyorum. Neden bilmiyorum sanki içince çok sıcaklayacakmışım gibi geliyor. O nedenle eğer çorba yapacaksam yoğurtlu çorbaları tercih ediyorum. Bu da benim en sevdiğim yapılışı kolay ve lezzeti çok güzel bir çorba çeşidi. İnşaallah siz de beğenirsiniz. :))
Malzemeler:
1 kase erişte
100 gr kıyma
1,5 kase yoğurt
Takribi 1 avuç pirinç unu
Nane
Tuz

Hazırlanışı:
Kıyma ile pirinç ununu elimizle yoğururuz. Nohut büyüklüğünde elimizin ayasında ufak ufak yuvarlak köfte haline getiririz. Bir tencereye su koyup kaynatırız. İçine bir tatlı kaşığı (tepesiz) tuz atarız.  Kaynayan suyun içine erişteyi atıp az pişiririz. Sonra üzerine köfteleri atıp yaklaşık 10-15 dk pişene kadar kaynatırız. Bir kenarda kasede yoğurdu iyice çırparız. Bende pek olmuyor ama yoğurt kesilmesin diye isterseniz yumurta sarısı ile önceden çırpın. Ben tenceredeki yemeğin suyundan azar azar alıp kasedeki yoğurda karıştırıyorum. Bayağı bir ekledikten sonra bu defa yoğurdu azar azar bir yandan da tenceredeki yemeği karıştırmak kaydı ile tencereye döküyoruz. Hızlı ateşte yaklaşık 5 dk kaynadıktan sonra ocağı kapatıp üzerine nane ile servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun. :)

Evde Çilekli Dondurma...

Ben ekşi yani meyvalı dondurmaları çok severim. Bir dondurmacıya gittiğim zaman çilek, limon, karadut, böğürtlen diye sıraladığım yöresel deyimle mayhoş lezzetleri isterim servise. :) Dondurma makinasını aldığımdan bu yana en çok yapmak istediğim lezzet çilekli dondurma oldu. Ve hemen yapmaya koyuldum. Çok hızlı ve az malzeme ile yapılan bu tarifi benim gibi meyve dondurmalarını sevenlerin ve özellikle çocukların çok seveceğini umarım. Yarında karadutlu dondurma yapıp tarifini sizlerle paylaşacağım. :)


Malzemeler:
500 gr çilek
8 yemek kaşığı pudra şekeri
300 gr krema

Hazırlanışı:
Çilekleri yıkayıp ayıklayın. Çilekleri ve pudra şekerini mikser veya rondoya koyarız. Püre haline gelinceye kadar çekin. Kremayı mikser ile krem şanti kıvamına gelinceye kadar çırpın. Çilek püresini kremanın üzerine dökerek el çırpma teli ile karışıncıya kadar çırpın. Dondurma makinesini çalıştırıp üzerine yavaş yavaş tüm malzemeyi dökerek 15-20 dakika kadar çalıştırın. Zaten yavaş yavaş katılaşmaya başladığını göreceksiniz. Spatula ile buzluğa atacağımız kaba atın ve -18 C'de donmaya bırakın. :)

Afiyet olsun.

16 Haziran 2012 Cumartesi

Keskinoğlu ile harika bir workshop gerçekleştirdik...

Keskinoğlu'nun daveti üzerine MSA Mutfak Sanatları Akademisi'nde workshopa katıldım. Workshopa katılmanın verdiği heyecanla tüm arkadaşlarımızla yerlerimizi aldık. Keskinoğlu firmasının halkla ilişkiler müdürü Eylem ŞENEL ve sosyal medya danışmanı Selin EGELİ bizleri karşıladı. Bir süredir kendisiyle Keskinoğlu twitter ile iletişimde idik. Tanımaktan çok memnun oldum. Tüm şeflerimiz sağolsunlar güler yüzünü esirgemediler bizden.


Chef Hakan Şen bize hamurun açılma yöntemi hakkında bilgi veriyor. :)



  El yapımı fettuccine, kremalı yaban mantar sos ile.


Ricotta kek, vişneli sos ile...



Keskinoğlu'nun birçok ürününü kullanır ve beğenirim. Fakat bu etkinlikte hiç bilmediğim ürünlerini kullanma ve tatma fırsatı buldum. Öncelikle Selin Hanıma güler yüzünü esirgemeyen Şef Hakan Şen beyefendiye ve Halkla ilişkiler müdürü Eylem hanıma herşey için ve günün sonunda bizlere hediye edilen Keskinoğlu organik yumurta, Ravika zeytinyağlı sabun ve favori yiyeceğim soğuk sıkma zeytinyağı Ravika için çok teşekkür ederim.

Geçtiğimiz yıl yaptığımız Keskinoğlu workshop fotoğrafları. :)

Cevizli dondurma tarifi

Yaz aylarının vazgeçilmezi dondurmayı yapmak bir süre önce saatlerimi alan bir şeydi. Tefal'in yeni çıkardığı bu ürünü alıp denemek istedim. Gerçekten yaparken hem çok pratik hem de çok hızlı bir şekilde katkısız ve istediğimiz çeşidini yapmak artık çok kolay. :)) Ayrıca yeğenim var ve malum çok dondurma seviyor. Bu dondurma ile en azından onun istediği gibi lezzetler uygulayarak onu katkı maddelerinden bir nebzede olsa korumuş olurum. :)
evde cevizli dondurma tarifi
Malzemeler:
500 gr süt
6 adet yumurtanın sarısı
170 gr şeker
240 gr krema
200 gr toz ceviz


Hazırlanışı:
Süt ve kremayı bir tencereye alıp kaynatırız. Yumurtanın sarılarını bir kapta aklarından ayırdıktan sonra şeker ile mikser yardımı ile beyazlaşıncaya kadar çırparız. Kaynattığımız sütü azar azar kepçe ile yumurtalı karışıma ilave ederiz. Yalnız süt ilave ederken el çırpma teli ile karıştıracağız. Sonra bu karışımı tencereye alıp kısık yanan ocakta çırpma teli ile hiç durmadan karıştırırız. Karışım muhallebi kıvamına gelmeden ocaktan alırız. Bir kenarda cevizi mikser yardımı ile toz haline getiriz. Yalnız ben fazla toz haline getirmedim. Biraz bütün kalsın istedim. Tercih size ait. Sonra bu toz cevizi tenceredeki karışıma ekleyip bir kaba aktarıp soğumaya bırakırız.

Soğuyan karışımı Tefal Dondurmacım'a hareket halinde iken dökeriz ve yaklaşık 15-20 dk kıvam alana kadar yani biraz donmasını bekleriz. Plastik spatula ile başka bir kaba alarak buzluğa atarız. Yalnız dondurmayı yumuşak sevenlere o anda servis yapabilirsiniz. Özellikle yeğenimin buz gibi dondurma yemesini istemiyorum. İlk servis ona yapılıyor. :))

Herkese afiyet olsun. :)

9 Haziran 2012 Cumartesi

Ovalı Konya Mutfağı / Blogger Etkinliği...



Geçtiğimiz çarşamba günü sevgili Mehmet Karahan'ın yönetiminde benim düzenlediğim Konya mutfağının eşsiz yemeklerinin yapıldığı Ovalı Konya Mutfağı'nda blogger toplantısında idim. Sefaköy yan yolda bulunan bu mekana girdiğimde çok samimi bir ortamla karşılaştım. 
Başlangıç olarak çiğ köfte, peynirden yapılan lezzeti muhteşem sündürme ve Amasya'nın çiçek bamyalarından yapılan BamyaÇorbası. :) Hangisin sevdin derseniz hepsini diyeceğim. Çünkü ayıramayacağım hepsinin kendine has bir lezzeti var.
Başlangıç olarak Sündürme, Çiğ Köfte ve Bamya Çorbası
Sündürme (Tulum peyniri fırında eritilmesi) Enfesti. :)


Fotoğrafta görülen etli ekmek 3 çeşit. Etli Ekmek, Bıçakarası Pide ( Kuşbaşı eti ile yapılır), Mevlana Pide ( Bıçakarası üzerine Tulum Peyniri serpilerek yapılan pide). En güzeli Mevlana idi. Tulum peyniri ile yapıldığı için hoştu. Ekmeği incecik ve kaliteli özel bir undan yapılıyormuş. Lezzeti tarif edilemez.

Sacarası tatlısı dondurma eşliğinde tadı hala damağımda. :)
Evimizde de tadabilmemiz için Yöresel Şarküteri reyonu oluşturmuşlar. Konya’dan özel olarak getirtikleri Türk Rokforu denilen Divle Peyniri, Tam Yağlı Tulum Peyniri, Konya Bez Tulum Peyniri, Konya Koyun Yoğurdu, Süzme Yoğurdu,  Ereğli ilçesinde yetişen  Beyaz Kiraz reçeli, Bozkır çifte kavrulmuş tahini, Hatay’ın Ceviz reçeli gibi lezzetlerimizi bulabilmemize imkan sağlıyor. Ayrıca günün her saati kahvaltı (branch) var. Ve de çocuklar için özel çocuk menüsü ve oyun salonu koymuşlar.

Sibel Hanım ve Filiz Hanım
Gönül Hanım ve Emel Hanım
Restaurant'ın 4 şubesi var. Farklı semtler de bu lezzetleri tatmaları için yeni şubelerde açılacakmış.

Ovalı Konya Mutfağı'nın Halkla İlişkiler Sorumlusu Arzu hanım bizimle tek tek ilgilendi. Ve de lezzetli Konya yemekleri hakkında ayrıntılı bilgiler verdi. :) Kendisine özel olarak teşekkür etmek isterim. Sevgili Mehmet Karahan ve Sosyal Medya Sorumlusu Erdem Uprak bey'e çok çok teşekkür ederim.

Katılan bloggerlar (fotoğraf sırasına göre):
www.eyvahyemekyandiocakbatti.blogspot.com
www.pembemutfakonlugu.blogspot.com
www.arenandfamily.blogspot.com
www.filizza.blogspot.com
www.evatolyesi.com
www.yemeksohbetleri.org (ben :)
www.porselendemlik.com
www.mutfaktakicadi.blogspot.com
Ve Arzu hanım :)

4 Haziran 2012 Pazartesi

Bulgurium...

Beni bilen bilir. Tariflerimin %70'i bulgur üzerine. İçli köfte, aya köftesi, yumurtalı köfte, cevizli köfte vs. Geçtiğimiz cumartesi günü Mehmet Karahan'ın "www.gurmem.com" daveti üzerine yaptığımız bir etkinlikte hediye ettiler bu kutuları. Tabi hepsini çekmedim. Çok fazla çeşidi var çünkü.

Annemin teyzesi ve eniştesi bulgur fabrikaları vardı Gaziantep'te. Annemin bulgur nasıl yapılır hikayeleri ile büyümüş birisiyim. :) Bulgurium'un "Eline Sağlık Anadolu" sloganıyla çıkarttığı ürünlerde Gaziantep'te üretiliyor. Hani insanın memleketinden gelen herşey bize güven verir yaa. :)
Broşüründe de okunduğu üzere tarihi yüzlerce yıl önceye dayanan ve bizim topraklarımızda doğan bulgur, kültürümüzün bir parçası haline gelmiştir. Sahip olduğu besin değerlerine ve saymakla bitmeyen faydalarına rağmen maalesef yıllar boyu bulgur bizim topraklarımıza ait bir ürün olarak kalmış, "fakir yemeği" olarak algılanmış ve ülkemiz dışındaki yabancı kültürlere tam manasıyla tanıtılamamıştır.

Bulgurium ürünlerinin özellikleri saymakla bitmiyor. Pratik olarak hazırlanıp, çok güzel lezzetlere kolayca ulaşabilme imkanı sağlayan ürünler, kısa zamanda insanlar tarafından aranır hale gelmiş. İyi sonuçlar elde edebilmek için kutuların üzerinde yazan tariflere bağlı kalınarak hazırlanması tavsiye ediliyor. %100 doğal olan bu ürünlerde hiç koruyucu katkı maddesi, renklendirici ve hiçbir çeşit aroma kullanılmamış.

Bence bu ürünün kalitesinden sonra en güzel yani pratik oluşu. Zira paketin üzerindeki yapılışına uyarak yapılınca çok lezzetli ve hızlı bir sonuca ulaşıyorsunuz. :) İlerideki gönderilerimde yaptığım "Bulgurium" ürünlerinden yemekleri sizle paylaşacağım...


Ayrıntılı bilgi ve ürünleri incelemek için: www.bulgurium.com ve www.sultanlar.com.tr ulaşabilirsiniz.

Dönerci Ali Usta / Blogger Etkinliği...

Şimdi size bir dönerciden bahsetmek istiyorum. Dönerci deyince aklınıza küçük bir köşe başı büfesi gelmesin. Çünkü şimdiye kadar gördüğüm ve tek branş üzerine işletilen bir döner restaurantı. Geçtiğimiz cumartesi günü gitmekte mecbur olduğum fotoğrafçılık kursunu ekip bu etkinliğe gittim. :)) Şanslıyım sonradan duydum kurs o gün iptalmiş sınavlardan dolayı. :)) Bu aralar sık sık ismini duymaya başladığım sosyal medyada ismi geçen Dönerci Ali Usta mekanını görmeyi bir arkadaşımın daveti üzerine gittim. Geç kaldığım için en son ben gitmiştim maalesef. Masada beni düşünüp yerim ayrılmış ve güler yüzü ile beni bekleyen sevgili Mehmet bey, Erdem bey (sosyal medya uzm.) ve blogger dostlarım beni bekliyordu.  
Dönerci Ali Usta "İskender"
Dönerci Ali Usta "Porsiyon Döner"
İskender ve porsiyon döner ısmarladık arkadaşlarla. Ben döner yedim söylemesi ayıptır. :)) Ben Şanlıurfa kökenliyim. Etle aram iyidir. Tam damak tadıma uygun bir et lezzeti vardı.
Yenirken kendinizi bir anda Hatay'da hissettiren "künefe" :))
O kadar hafif bir künefe ki hepsini yedim. :)  

Girişteki salon.


Şimdiye kadar bu kadar çok görmediğim döner. :)
Blogger dostlarım

 Mehmet bey @gurmem ve Ali Usta
Ali Usta sağolsun bizimle tek tek el sıkıştı. Masamızda oturup bizlerle sohbet ettiler. Kendisine teşekkür ederim.

Bu kadar lezzetli sunumu ve sürprizleriyle günüme renk katan bu etkinliğe daveti için sevgili Mehmet beye ve Dönerci Ali Usta Ali Bey'e ve güler yüzü ile bizleri karşılayan eğitimli ekibine sonsuz teşekkür ederim. :)
Fotoğraf karesine bir kısmını sığdırdığım Bulgurium markalı hediyeler için Mehmet Bey'e ayrıca teşekkür ederim. :)

1 Haziran 2012 Cuma

Çılbır (Cılbır)...

Küçükken çalıştığım işyerindeki bir abla öğretmişti bunu. Çok hafif oluyor ve de çok severim. :)

Malzemeler: (Kişi başı)
2 yumurta
1 kase yoğurt
1 çimdik pulbiber
1 yemek kaşığı zeytinyağı
Tuz

Yapılışı:
Küçük bir tencere içerisine su kaynatılır. İçine tuz atılır. Yoğurdu çırparak servisin yapılacağı tabağın içine konulur. Ben yoğurdu çırpılmış sevmiyorum. Çırpmadan koydum. :) Kaynadıktan sonra bir kaşıkla saat yönünde su çevirilir ve ortada bir yuvarlak oluşması sağlanır. İçerisine 1 tane yumurta kırılır ve pişmesi beklenir. Yaklaşık 1-2 dk haşlandıktan sonra kevgir yardımıyla servis yapılacak tabağın içerisine süzülerek konur. İkinci yumurta içinde aynı işlem uygulandıktan sonra bir cezve içerisinde zeytinyağı ısıtıldıktan sonra içine biber atılarak ocak kapatılır ve tabağın üzerine dökülür. Servise hazır. :)

Afiyet olsun.

Yoğurtlu Makarna...

Erkek kardeşimin en sevdiği makarna çeşidi. Doyulmaz bir lezzet. :)
Malzemeler:
1 pk. makarna
300 - 350 gr yoğurt
3-5 diş sarımsak
Kuru nane
Tuz

Hazırlanışı:

Bir tencerenin yarısını geçene kadar su koyup kaynatın. Kaynamaya başlayınca içine bir tatlı kaşığı tuz atarız. Sonra makarnayı atıp yüksek ateşte pişirmeye bırakırız. Bir kenarda yoğurdu iyice çırparız. İçine sarımsağı döverek koyarız. Makarnanın pişip pişmediğini anlamak için kevgirle bir tane alıp dişimize yapışmaz ise demir süzgeç ile süzeriz. Ben sıcak sevdiğim için pek soğuk sudan geçirmiyorum. Soğuk sevenler soğuk sudan geçirip hazırladığımız yoğurdun içine atarak üzerine nanesini de ekleyip karıştırırız. Servise hazır.

Afiyetler olsun. :)

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Tavuklu Mantarlı Börek...

Börek denince aklıma nedense hep peynir ve ıspanak geliyor. Sağolsun yengemin özel tarifleri ufkumu ciddi manada genişletiyor. Malum bir blogger olarak kulağı kesik vaziyette geziniyorum. :)) Onun fikri ile yola çıktığım mantarın ve tavuğun bir arada ne denli güzel olabileceğinin bir ispatıdır bu börek. Denemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Haşlama ve kızartma vakit alıyor gibi görünebilir ama yapılışı 10 dk. :))
Malzemeler:
1 Keskinoğlu tavuk göğsü
6 adet yufka (1 paket)
1/2 kg mantar
1 kase yoğurt
3 yemek kaşığı sıvı yağ
2 yumurta
350 gr kaşar peyniri
Susam, çörekotu
Tuz, karabiber, pulbiber

Yapılışı:

Önceden haşlayıp didiklediğimiz tavuk göğsünün etleri ile yine önceden tavada soldurduğumuz mantar ile karıştırırız. Rendelenmiş kaşar peynirini ve baharatları ekleriz. 1 yufkayı 8 eşit üçgen parçalarda keseriz. Bir büyük kasede yoğurt, yağ ve yumurtanın akını karıştırırız. Her üçgen parçanın üzerine yoğurt karışımından biraz dökeriz. Üzerine fotoğrafta görüldüğü gibi tavuklu mantarlı karışımı koyarak paçanga böreği şeklinde katlayarak fırın kağıdı koyduğumuz fırın tepsinine teker teker yerleştiririz. Üzerine yumurtanın sarısı ve isteğe bağlı olarak susam veya çörekotu ya da benim gibi her ikisini dökerek önceden ısıtılmış 150 - 160 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişiririz.

Afiyet olsun. :)