Mutfakta e-ticaret denildiğinde akla
gelen ilk marka olan Cookplus geniş ürün yelpazesi, avantajlı
kampanyaları ve müşteri memnuniyeti odaklı hizmet anlayışı ile
sektörde hızla büyüyor. Ayrıca Cookplus, Harikalar Mutfağı ile
harika bir mutfağın sırrını açıklıyor. Türkiye’nin önde
gelen yemek bloglarından içerikleri Harikalar Mutfağı’nda bir
araya getirerek zengin bir tarif havuzu kuruyor ve biz bloggerların
birçok kişi tarafından keşfedilmesini sağlıyor.
Cookplus ve
Harikalar Mutfağı ile tanıştığım için muyluyum. En kısa
sürede sizin de tanışmanız dileğiyle…20 Mart 2013 Çarşamba
Karaca blogger etkinliğimizi gerçekleştirdik..
16 Martta Karaca’nın düzenlediği
blogger etkinliğinde Emre Karaca’dan Cookplus’ın ve Harikalar
Mutfağı’nın öyküsünü dinlemek için bir araya geldik.
Sektörde 50 yıllık geçmişi olan Karaca’nın bu tecrübesini
mutfakta e-ticaret alanına taşıma düşüncesi Cookplus’ın
doğmasını sağlamış.
13 Mart 2013 Çarşamba
Kuşbaşı Etli Havuçlu Bulgur Pilavı...
Genelde son dönemlerde maalesef yöresel lezzetlerden kaçış söz konusu. Malumunuz dönem ve yaşamlar değişiyor. ‘Fast food’ yemeklerin zararını sanırım bir kez daha anlatmama gerek yok. Kendi akranlarım arasında bile yeni lezzetler üzerine ısrar edenler var. Şişmanlıklar aldı başını gidiyor. Artık yediğimiz ne varsa hemen hemen hepsi katkı maddeli. O nedenle her şeyi kendim yapıp yemeye tercih ediyorum. Sizlere evde yapabileceğiniz basit ve sağlıklı bir tarifim daha anlatacağım. Hem sunum olarak hem de lezzet olarak baştan alıcı bir yemek…
Malzemeler:
2 orta boy havuç
150 gr kuşbaşı et
1 iri boy kuru soğan
1 kase iri boy bulgur
1 tane yeşil biber
1 tane orta boy kırmızı biber
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı isot
1 yemek kaşığı safran (haspir)
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı tereyağı
5 iri diş sarımsak
Su
Hazırlanışı:
Önce kuşbaşı etleri minik küpler halinde doğrarız. Bir tencerede zeytinyağı ile kuşbaşı etleri atarak iyice pişmesini sağlarız. Ben biraz su dökerek haşladım. Sonra soğanları normal, biberleri ve havuçları ise jülyen doğrarız. Suyu az kaldığında soğanı, havucu ve biberi etin üzerine atarız. Güzelce kavururuz. Pembeleştikten sonra üzerine safranı, tereyağını ve tuzu atıp suyunu ekleriz. En son bulgurumuzu atıp 2-3 dolandırırız. Maggi et bulyonu da ekleyerek yüksek ateşte pişmeye bırakırız. Suyun yarısını çektikten sonra isotu atarız ve suyun tamamını çektikten sonra bulgurlar ocağı kapatıp dinlenmeye bırakırız pilavımızı.
Afiyet olsun!
Malzemeler:
2 orta boy havuç
150 gr kuşbaşı et
1 iri boy kuru soğan
1 kase iri boy bulgur
1 tane yeşil biber
1 tane orta boy kırmızı biber
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı isot
1 yemek kaşığı safran (haspir)
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı tereyağı
5 iri diş sarımsak
Su
Hazırlanışı:
Önce kuşbaşı etleri minik küpler halinde doğrarız. Bir tencerede zeytinyağı ile kuşbaşı etleri atarak iyice pişmesini sağlarız. Ben biraz su dökerek haşladım. Sonra soğanları normal, biberleri ve havuçları ise jülyen doğrarız. Suyu az kaldığında soğanı, havucu ve biberi etin üzerine atarız. Güzelce kavururuz. Pembeleştikten sonra üzerine safranı, tereyağını ve tuzu atıp suyunu ekleriz. En son bulgurumuzu atıp 2-3 dolandırırız. Maggi et bulyonu da ekleyerek yüksek ateşte pişmeye bırakırız. Suyun yarısını çektikten sonra isotu atarız ve suyun tamamını çektikten sonra bulgurlar ocağı kapatıp dinlenmeye bırakırız pilavımızı.
Afiyet olsun!
12 Mart 2013 Salı
Sarımsaklı köfte...
Bu tarif benim çocukken sıklıkla yediğim, görünüşünün top gibi olmasıyla o dönem beni cezbeden hafif bir lezzet olan "Sarımsaklı Köfte" tarifi. Anneme sık sık yaptırırdım o dönem. Artık ben yapıyorum. Umarım siz de beğenirsiniz.
Malzemeler:
1/2 kg ince bulgur
1 tepeleme çay bardağı un
1 baş sarımsak
1 baş soğan
5 diş sarımsak
1,5 kaşık domates salçası
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Karabiber
1 yemek kaşığı isot
Tuz
Hazırlanışı:
Bir yoğurma tepsisinde bulguru, unu, bir çimdik tuzu ve biberi karıştırırız. Üzerine lazım geldiği kadar su ekleyerek yoğururuz. Yoğururken annemin deyimi ile ‘pısır pısır’ ses çıkmaya başlayınca fındık büyüklüğünde parçalara ayırırız. Elimizi ıslatarak el ayasının içinde yuvarlak yapıp bastırırız. Bir yandan tencerenin içine yarısını geçecek kadar su koyarak kaynamaya bırakırız.
Tüm karışım bittikten sonra kaynayan suya, yaptığımız minik köfteleri atarız. Bunlar bekledikleri için biraz birbirine yapışması söz konusu. Bunun kolayı da tencerede kaynayan sudan 1-2 kepçe su alarak yuvarlamaların üzerine dökünce hepsi birbirinden ayrılacaktır. Köfteler suyun üzerine çıktıkları zaman kevgir yardımıyla genişçe bir tepsiye alırız.
Bir tahtada soğan ve sarımsakları doğrarız. Ben biraz iri kıyılmış seviyorum tercih sizin. :) Bir tencerede zeytinyağını koyup soğan ve sarımsakları kavururuz. Pembeleşen soğanların içine salçayı ekleriz. Eğer yaz ise yaklaşık 3-4 tane orta boy domateste küçük küçük doğrayıp kullanabilirsiniz. Malzemeler özdeşleştikten sonra bir kenarda bekleyen köftelerimizi üzerine atarak kısık ateşte tüm sosun köftelere bulaşması için ara ara çeviririz...
Çok lezzetli ve basit bir tarif, denemelisiniz. :)
Malzemeler:
1/2 kg ince bulgur
1 tepeleme çay bardağı un
1 baş sarımsak
1 baş soğan
5 diş sarımsak
1,5 kaşık domates salçası
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Karabiber
1 yemek kaşığı isot
Tuz
Hazırlanışı:
Bir yoğurma tepsisinde bulguru, unu, bir çimdik tuzu ve biberi karıştırırız. Üzerine lazım geldiği kadar su ekleyerek yoğururuz. Yoğururken annemin deyimi ile ‘pısır pısır’ ses çıkmaya başlayınca fındık büyüklüğünde parçalara ayırırız. Elimizi ıslatarak el ayasının içinde yuvarlak yapıp bastırırız. Bir yandan tencerenin içine yarısını geçecek kadar su koyarak kaynamaya bırakırız.
Tüm karışım bittikten sonra kaynayan suya, yaptığımız minik köfteleri atarız. Bunlar bekledikleri için biraz birbirine yapışması söz konusu. Bunun kolayı da tencerede kaynayan sudan 1-2 kepçe su alarak yuvarlamaların üzerine dökünce hepsi birbirinden ayrılacaktır. Köfteler suyun üzerine çıktıkları zaman kevgir yardımıyla genişçe bir tepsiye alırız.
Bir tahtada soğan ve sarımsakları doğrarız. Ben biraz iri kıyılmış seviyorum tercih sizin. :) Bir tencerede zeytinyağını koyup soğan ve sarımsakları kavururuz. Pembeleşen soğanların içine salçayı ekleriz. Eğer yaz ise yaklaşık 3-4 tane orta boy domateste küçük küçük doğrayıp kullanabilirsiniz. Malzemeler özdeşleştikten sonra bir kenarda bekleyen köftelerimizi üzerine atarak kısık ateşte tüm sosun köftelere bulaşması için ara ara çeviririz...
Çok lezzetli ve basit bir tarif, denemelisiniz. :)
10 Mart 2013 Pazar
Pırasa Sarması (Pırasa Dolması)
Pırasa sarmasını hep merak ediyordum ve yapanlardan çok duyuyordum. Annemde çok kolay deyip duruyordu. Baktım evde bi dünya pırasa var dolapta hemen iç katıp sarma denedim. Bence oldu. :) Siz de deneyin..
Malzemeler:
1 kg pırasa
1 kg pırasa
250 gr pirinç
1 yemek kaşığı domates salçası
2 baş soğan
5-6 diş sarımsak
1 çay kaşığı karabiber
2 tatlı kaşığı pulbiber
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay bardağı zeytinyağı
1 yemek kaşığı domates salçası
2 baş soğan
5-6 diş sarımsak
1 çay kaşığı karabiber
2 tatlı kaşığı pulbiber
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay bardağı zeytinyağı
Yapılışı:
• Pırasaların en dış yapraklarını ve beyaz kısımlarını kullanıyoruz. Beyaz kısımlarını kesip ayırdıktan ve pırasayı yatay tuttuktan sonra bıçakla bir çizik atarak yaprak yaprak ayırırız. Bir pırasadan eğer kalın bir pırasa ise en az 5-6 yaprak çıkıyor. Bir tencereye su koyup ısıtıyoruz. Kaynayan suyun içine çıkardığımız pırasaları yumuşaması için tencereye koyup 3-4 dk haşlıyoruz. Sonra çıkarıp soğuk sudan geçiriyoruz.
• Soğanları ve sarımsakları doğrarız. Derin bir kapta tüm malzemeleri doğradıklarımızla beraber ekleyerek karıştırırız. Sonra ayıklayıp yıkadığımız pirinçleri üzerine ekleyerek el yordamı ile karıştırırız.
• Pişireceğimiz tencerenin en altına kaşık, çatal gibi malzemeler koyuyoruz. Ben direkt koyunca en alttakilerin hep yanmasından korkmuşumdur. Ben başka koyacak malzeme bulamazsam öyle yapıyorum. Pırasaları tezgaha koyup üzerine iç malzemeyi en baş kısmına koyduktan sonra muska şeklinde üçgen üçgen katlayarak tencereye diziyoruz.
• Hepsi bittikten sonra üzerini kapatacak şekilde su koyarak ocağa yüksek ateşte koyarız. Kaynamaya başlayınca hemen kısmamız gerekiyor. Sonra kısık ateşte 30 dk. pişinceye kadar bekletiriz.
Annem diyor ki bulgur bir avuç pirinç yerine kullanılırsa daha lezzetli ve daha tane tane içi olurmuş.
Afiyet olsun.
9 Mart 2013 Cumartesi
Beyaz Hindibalı Cacık...
1 pakette 3 adet çıkıyor beyaz hindiba. 1 tanesi 2 kişiye yetiyor. Ona göre hesaplayabilirsiniz.
Malzemeler:
1 adet (125 gr) beyaz hindiba
200 gr yoğurt
1 çay kaşığı tepeleme kuru nane
1 çimdik tuz
Hazırlanışı:
Hindibayı fotoğraftaki gibi ortadan ikiye bölüp sonra da onları yarım cm boyutlarında doğrarız. Zaten marul gibi olduğu için hemen dağılıyor. Üzerine yoğurt, tuz ve nane atarak kaselere servis yaparız. :)
Afiyet olsun.
Malzemeler:
1 adet (125 gr) beyaz hindiba
200 gr yoğurt
1 çay kaşığı tepeleme kuru nane
1 çimdik tuz
Hazırlanışı:
Hindibayı fotoğraftaki gibi ortadan ikiye bölüp sonra da onları yarım cm boyutlarında doğrarız. Zaten marul gibi olduğu için hemen dağılıyor. Üzerine yoğurt, tuz ve nane atarak kaselere servis yaparız. :)
Afiyet olsun.
Nomad Tarım ile Beyaz Hindiba workshopu...
Buz Devri çizgi filminde bilirsiniz dinozorlar kara hindiba diye soyu tükenen bir bitkiyi kavga ederek son kalan hindibayı yemeye çalışıyorlardı. Hindiba deyince aklıma ilk ve tek gelen fikir o idi. Orada çiçek gibi birşeydi. Tabi o film. Kara olanının nasıl birşey olduğunu bilmiyorum halen. :) Gerçekte onun beyazını Nomad Tarım'ın üretimi ile farkettim. Bugün EKS Mutfak'ta yaptığımız workshopta hindibayı tanıdım. Faydası çok, lezzeti marula benzeyen bir bitki. Belli bir süre tarlalarda özel bakımla kökleri oluşturulan, bir süre sonra ise kökleri su içinde mantar gibi karanlık oda ortamında yetiştirilen özel bir bitki. Ben lezzetini çok beğendim. Marul ve yeşillik çok sevdiğim için tadı hiçte uzak değil ve de bir çok yemeğe yakışıyor. Hatta gün sonunda dondurma ile birlikte reçelini bile yedik. :) Özellikle kırmızı et çok yakıştığını yaptığım tariflerden farkettim. O tarifleri de sizlerle paylaşacağım.
Olsada Yesek bloğunun sahibi arkadaşım Suzan ile :)
Sevgili Eyüp Kemal Sevinç ve blogger arkadaşlarımız
Zuhal hanım, Suzan hanım ve mutfak doktoru Nirvana hanım ile birlikte :)
Gün sonunda bize hindibayı anlatan Arman Badur, şeflerimiz ve blogger arkadaşlarımızdan oluşan hoş bir kare. :)
Ben hindiba bundan sonra benim hayatımda ve yemeklerimin mutlaka salata veya içerisinde yer alacak bir bitki. Öğrendiğim kadarı ile Migros veya Macro Center'larda satışta.
Bugün için Nomad Tarım Arman Badur ve Lalehan hanıma, güler yüzünü ve ilgisini esirgemeyen sevgili Eyüp Kemal Sevinç'e ve tüm ekibine çok teşekkür ederim. :)
7 Mart 2013 Perşembe
Fırında Adana Kebap (Beyti) nasıl yapılır?
Kış günü insanın canı kebap çektimi illa kebapçıya mı gitmek gerekiyor diye düşünürken aklıma evdeki yufkalarla beyti gibi yapabileceğim geldi. Beytiyi hiç yapmadım. Bunu denedim. Çok güzel, lezzetli ve pratik oldu. Bence hemen yapın derim. :))
Malzemeler:3 yaprak yufka
250 - 300 gr kıyma (boşluk etinden)
1/3 bağ maydanoz
2 tatlı kaşığı isot
3-4 diş sarımsak
1/2 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz
1 yemek kaşığı tereyağı
Hazırlanışı:
Önce kıymanın içine tuzu, isotu ve karabiberi atarak yoğururuz. Soğan, sarımsak ve maydanozu ince ince kıydıktan sonra onları da ete ekler karıştırırız elimizle. Yufkanın 1 tanesini geniş bir biçimde ikiye katladıktan sonra üzerine minik minik tereyağını aralıklarla süreriz. İkinci yufkayı elimizle yarıya böler serdiğimiz yufkanın ortasına koyarız. Üzerine yapmış olduğumuz harcı ikiye bölerek 2-3 cm çapında silindir şeklinde uzunlamasına koyup yufkayı yuvarlak şekilde sarıp tepsiye fırın kağıdı koyduktan sonra üzerine koyarız. Geriye kalan yufkanın üzerine kıymayı aynı şekilde koyarak sararız. Tepsideki tüm yufkanın üzerine yine minik minik tereyağı sürüp önceden ısıtılmış fırında 200 C'lik fırında yaklaşık 45 dk - 1 saat civarı üzeri kızarana kadar pişiririz.
Afiyet olsun.
4 Mart 2013 Pazartesi
Pırasalı Peynirli Börek...
Pırasayı yemek olarak çok severim ama pek bilmem poğaçası böreği vs. Çok duydum böreğini ama hiç denememiştim. Poğaçasını geçende denedim. (Tarif için tık...) Annem olmayınca baktım dolapta pırasa ve yufka var. Dedim buna peynir ve yeşillik eklersem fena olmaz. Sitelerde olan pırasalı börek nasıldır bilmem ama bu da benim tarifim. :) Çok lezzetli oldu.
Malzemeler:
4 yaprak yufka
3 adet yumurta
1/2 bağ maydanoz
4 yemek kaşığı zeytinyağı
3 adet pırasa
150 - 200 gr beyaz peynir
1 tatlı kaşığı pulbiber (isot)
1 çimdik karabiber
1 çimdik tuz
Hazırlanışı:
Pırasaları yıkayıp doğrarız. Bir tencereye 2 yemek kaşığı zeytinyağı koyarak pırasaları üzerine atarız. Ve yavaş yavaş pembeleşinceye kadar çeviririz. Çok çok az tuz koyarız çabuk yumuşasın diye. Ama rengi koyu olmasın. Bir kenarda maydanozları yıkayıp ince doğrarız. Bir kapta 3 yumurta (birinin sarısı üzeri için ayrılacak), peynir, maydanoz ve baharatları atıp karıştırırız. Üzerine kızarmış olan pırasaları koyarak karıştırırız. Fırın tepsinine ister fırın kağıdı ister yağlayarak yufkanın bir tanesini yayarak koyarız. Üzerini az yağlayarak pırasalı karışımı 3'e bölecek şekilde elimizle dağıta dağıta koyarız. Sonra öteki yufkayı ve karışımları sırasıyla araları yağlayarak ekleriz. En son katı koyduktan sonra üzerine son yufkayı koyarak üzerini önceden ayırdığımız 1 yumurta akını biraz zeytinyağı ekleyerek süreriz. Önceden ısıtılmış 180 C derecelik fırında üzeri ve altı kızarana kadar pişiririz. Benim fırının bir problemi bu. Altı biraz geç pişti. Üstü kapatıp sadece alt taraftan sıcaklık verdim. Sonra da güzelce pişti.
Annem diyor ki normal yufka değil açma yufka ile yapılırsa daha lezzetli ve iyi olur diyor. :)
Afiyet olsun...
3 Mart 2013 Pazar
Acılı (Biberli) Kurabiye...
Kurabiye de acı olur mu demeyin. Vallahi oluyormuş. Ben de ilk duyduğumda biraz garip geldi. Tuzluyu biliyoruz ve seviyoruz ama acılı biberli daha bi değişik oluyormuş. Denemek gerek. Sevgili çocukluk arkadaşım Ebru'nun tarifi ile yaptığım bu kurabiyeyi inşaallah siz de seversiniz. :)
Malzemeler:
3,5 su bardağı un
1 adet yumurta
250 gr oda sıcaklığında beklemiş margarin
2 çorba kaşığı sirke
1 çorba kaşığı pulbiber (isot kullandım ben)
1 pk. kabartma tozu
1/2 çay kaşığı tuz
Hazırlanışı:
Öncelikle yumurtanın akını ve sarısını ayırırız. Bir yoğurma kabına margarini, yumurta akını, pulbiberi, sirkeyi ve tuzu koyarak karıştırırız. Unu ve kabartma tozunu eleyip ekleriz. İyice yoğurduktan sonra hamurdan ceviz büyüklüğünde parça alarak istediğimiz gibi şekillendiririz. Ben belli bir büyük parça alarak onu tezgahta yaydım. Sonra bıçakla bölerek fotoğraftaki gibi şekillendirdim. Önceden yağlanmış fırın tepsisine şekillendirdiğimiz kurabiyeleri biraz aralık bırakarak yerleştiririz. Üzerine yumurtanın sarısını fırça ile süreriz ve bastırmadan çatalla çizikler oluştururuz. Önceden ısıtılmış 170 C'lik fırında üzeri hafif kızarana kadar pişiririz.
Afiyet olsun. :)
Malzemeler:
3,5 su bardağı un
1 adet yumurta
250 gr oda sıcaklığında beklemiş margarin
2 çorba kaşığı sirke
1 çorba kaşığı pulbiber (isot kullandım ben)
1 pk. kabartma tozu
1/2 çay kaşığı tuz
Hazırlanışı:
Öncelikle yumurtanın akını ve sarısını ayırırız. Bir yoğurma kabına margarini, yumurta akını, pulbiberi, sirkeyi ve tuzu koyarak karıştırırız. Unu ve kabartma tozunu eleyip ekleriz. İyice yoğurduktan sonra hamurdan ceviz büyüklüğünde parça alarak istediğimiz gibi şekillendiririz. Ben belli bir büyük parça alarak onu tezgahta yaydım. Sonra bıçakla bölerek fotoğraftaki gibi şekillendirdim. Önceden yağlanmış fırın tepsisine şekillendirdiğimiz kurabiyeleri biraz aralık bırakarak yerleştiririz. Üzerine yumurtanın sarısını fırça ile süreriz ve bastırmadan çatalla çizikler oluştururuz. Önceden ısıtılmış 170 C'lik fırında üzeri hafif kızarana kadar pişiririz.
Afiyet olsun. :)
2 Mart 2013 Cumartesi
Tavuklu, ıspanaklı çorba...
Ispanağı çok seven biri olarak annemin bugün tarifi ile denediğim bu yemeği çok sevdim. Hemen tarifini sizlerle paylaşmak istedim. :)
Malzemeler:
1 tane Keskinoğlu tavuk budu
250 gr ıspanak
3 yemek kaşığı pirinç
1 baş kuru soğan
1 su bardağı haşlanmış nohut
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1/2 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı pulbiber
1 tatlı kaşığı domates salçası
Hazırlanışı:
Ben nohut alır almaz hepsini haşlar böyle az az kullanmam gerektiğinde dolaptan çıkarır koyarım yemeğime. Tavuğu 3 litre su koyarak haşlarız. Haşlanan tavukları sudan çıkarıp ayıklar eski bir tabirle didikleriz. :) Bir tencerede zeytinyağına doğradığımız kuru soğanı atarak hafif sararıncaya kadar kavururuz. İçine salçayı atıp birkaç dolandırdıktan sonra üzerine tavuğun suyunu ekleriz. Haşlanmış nohutumuzu, pirinçi ve baharatları koyarız. Önceden ayıklayıp yıkadığımız ıspanakları doğrayıp yemeğin içine atarız. Kaynadıktan sonra kısık ateşte pirinç pişene kadar pişiririz. Suyuna ve tuzuna bakıp ocağı kapatırız. Ben az tuz kullanıyorum. Kişiler zevkine göre atabilirler.
Afiyet olsun. :)
Malzemeler:
1 tane Keskinoğlu tavuk budu
250 gr ıspanak
3 yemek kaşığı pirinç
1 baş kuru soğan
1 su bardağı haşlanmış nohut
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1/2 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı pulbiber
1 tatlı kaşığı domates salçası
Hazırlanışı:
Ben nohut alır almaz hepsini haşlar böyle az az kullanmam gerektiğinde dolaptan çıkarır koyarım yemeğime. Tavuğu 3 litre su koyarak haşlarız. Haşlanan tavukları sudan çıkarıp ayıklar eski bir tabirle didikleriz. :) Bir tencerede zeytinyağına doğradığımız kuru soğanı atarak hafif sararıncaya kadar kavururuz. İçine salçayı atıp birkaç dolandırdıktan sonra üzerine tavuğun suyunu ekleriz. Haşlanmış nohutumuzu, pirinçi ve baharatları koyarız. Önceden ayıklayıp yıkadığımız ıspanakları doğrayıp yemeğin içine atarız. Kaynadıktan sonra kısık ateşte pirinç pişene kadar pişiririz. Suyuna ve tuzuna bakıp ocağı kapatırız. Ben az tuz kullanıyorum. Kişiler zevkine göre atabilirler.
Afiyet olsun. :)
Sedef İybar ile Fairy etkinliği...
Geçtiğimiz hafta bir davet aldım. Bu davet Sedef İybar'ın evinde bir etkinlikti. Sedef hanımı yüzyüze tanışmamış, TV'den olabildiğince takip ediyordum. "Fairy" bildiğimiz üzere piyasaya çok hızlı bir giriş yapmış ve bunu büyük bir başarı ile ürününün gücüne dayanarak korumuş bir marka. Yemek danışmanı sevgili Sedef İybar'ın evinde onun misafiri olduk. Türkiye'nin en bilinen 12 şefinin derlediği "Lezzeti Bol Zahmeti Az Tarifler" yemek kitabındaki 12 yemek tarifini Sedef hanım bizler için yapmıştı. Bu tarifleri tatmak ve hem de bildiğiniz üzere yeni çıkan Fairy ürünü suda bekletme etkisi ile mükemmel sonuç alabileceğimiz "Platinum"u konuşmak için oradaydık.
Sedef hanımın harika sofrası
Türkiye'nin en iyi 12 şefinin reçeteleriyle Sedef hanımın hazırladığı çok lezzetli yemekler. :)
Blogger dostlarım :)
Günün sonunda Sedef hanım ve blogger arkadaşlarımızla güzel bir hatıra fotoğrafı.
Bu özel günü bizlere yaşatan ve evinde yüzünün gülümsemesi eksik olmadan bizleri özel yemekler ile ağırlayan, hoşsohbetine doyamadığım Sedef İybar'a ve Fairy ailesine çok teşekkür ederim. :)
#mutlumutfaklar
25 Şubat 2013 Pazartesi
Mmy Tantuni blogger etkinliği...
Benim annem doğma büyüme Mersin'li. Küçüklüğümden bu yana gidip yediğim bu lezzeti yine Mersin'de yetişmiş, oranın birebir damak tadını İstanbul'a taşıyan Mmy Tantuni ile blogger etkinliğinde bir kez daha tattım. Mmy Tantuni'nin Genel Müdürü Yıldırım Şimşek ile gerçekleştirdiğimiz bu etkinlik son günlerin en lezzetli etkinliği idi benim için... Fotoğraflardan da anlaşılacağı gibi özel bir tadı olan tantuninin özel bir sunumu var. Domates, yeşillik, soğan ve biberle soslanmış malzemenin etin yağına batırılmış ekmeğin içine konup servis edilmesi en cezbedici yönü. Tabi tüm personelin güler yüzü bu günümüze büyük katkısı oldu.
Tantuni ustası
Kabak tatlısı ve ayva tatlısı...
Blogger dostlarım.. :)
TANTUNİ: Arap kökenli bir kelime olup Akdeniz bölgesinin Mersin iline ait yöresel bir yemektir. Dana tranç etinin yağsız ve sinirsiz hale getirilip, küçük küçük doğranıp haşlandıktan sonra terbiye edilip son olarak da soğan, domates, maydanoz, ayçiçek yağı ve baharatlarla harmanlanıp DÜRÜM, YARIM EKMEK veya arzu edildiği şekilde sunulan bir yemektir.
MMY Tantuni Değerleri
• Güvenilirlik ve Deneyim,
• Temizlik ve Hijyen
• Yüksek sorumluluk duygusu,
• Kalite bilinci,
• Sürekli gelişim inancı,
• İş ahlakına bağlılık,
• Müşteri beklentilerini aşan katma değerli iş birliği değerlerine sahiptir.
MMY TANTUNİ'yi tanıyacak olursak; 1998 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Bir aile yapılanmasına sahip olan firma MMY Tantuni ismini yönetim kurulu başkanı Mevlüt ŞİMŞEK’in çocukları olan Muhammet, Mert ve Yağmur’un (MMY) baş harflerinden almıştır... Bugün büyüyen ve güçlenen yapısıyla MMY Tantuni, 5 şube ve 50 personeli ile İstanbul’da tantuninin idolü olmanın haklı gururunu yaşamaktadır. Sahip olduğu yenilikçi ve atılımcı ruh ile MMY Tantuni, rekabeti arttırıcı bir misyon üstlenerek sektöre canlılık kazandırmaktadır.
Bizlere bu günü yaşatan başta Yıldırım Bey olmak üzere tüm Mmy Tantuni personeline çok teşekkür ederim...
facebook.com/tantunimmy
twitter.com/mmytantuni
facebook.cm/sansliKonuk
twitter.com/sansliKonuk
Merkez: Cemal Ulusoy Caddesi Basın EkspresYolu No: 21 ( BP Benzin istasyonu içi) Yenibosna
Şube: Starcity AVM içi Yenibosna
Şube: Airport AVM içi Çobançeşme- Yenibosna
twitter.com/mmytantuni
facebook.cm/sansliKonuk
twitter.com/sansliKonuk
Merkez: Cemal Ulusoy Caddesi Basın EkspresYolu No: 21 ( BP Benzin istasyonu içi) Yenibosna
Şube: Starcity AVM içi Yenibosna
Şube: Airport AVM içi Çobançeşme- Yenibosna
24 Şubat 2013 Pazar
Limon Soslu Karnıbahar Salatası...
Şimdi sizlere bir tarif vereceğim. Fakat bu tarifin ismi falan yok. Üzerine limonlu bir salata sosu koyduğum için limon soslu karnıbahar dedim. Lezzeti çok güzel ve bir o kadar sağlıklı bir garnitür olabilir... Bu yemeği yapmamın en büyük nedeni 5 yaşındaki yeğenimin çok ciddi bir yemek seçici olmasının yanında bu yemeğe bayılması. Annelere şiddetle tavsiye edilir. :)
1 adet karnıbahar
3-4 diş sarımsak
1 büyük boy limon
1 yemek kaşığı zeytinyağı
1 çay kaşığı tepeli isot (pulbiber)
1 çimdik tuz
Hazırlanışı:
Karnıbaharı istediğimiz boyutlarda böleriz. Bir tencere içine koyarak kaynadıktan sonra 5 dk kadar pişiririz. Patates gibi çatal batırınca girmeli fakat dağılmayacak kadar pişmesi gerekiyor. Karnıbaharlar haşlanırken sarımsağı ince kıyarız. Bir kase içerisinde sarımsağın üzerine limon ve tüm baharatları atarak karıştırırız. Haşlanan karnıbaharı kevgir ile sudan süzerek çıkarıp servis edeceğimiz büyük bir kaba koyarız. İsteyen kişi sosa batırarak isteyen fotoğraftaki gibi karnıbaharın üzerine kaşıkla dökerek tüketebilirsiniz.
Afiyet olsun...
23 Şubat 2013 Cumartesi
Riso Nero Aşk Risottosu...
Workshoplar benim için yeni yemekler öğrenmek ve deneyim kazanmak için inanılmaz güzel ortamlar. Bu yemekte benim ikinci kez yaptığım bir tarif. Öncekinden farkı siyah pirinç ile olması. İlk kez yediğim bu tarifi sizinle paylaşmak istedim...
Malzemeler:
500 gr siyah pirinç
1 baş orta boy beyaz soğan
1 çay bardağı üzüm veya elma sirkesi
4-5 yemek kaşığı zeytinyağı
1 yemek kaşığı tereyağı
1 çay kaşığı tuz
Üzeri için:
2-3 tane çeri domates
150 - 200 gr parmesan peyniri
1/2 çay kaşığı karabiber
3 dal taze kekik
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı deniz tuzu
250 gr krema
Sebze suyu için:
3 dala kereviz sapı
2 tane orta boy havuç
1 sap pırasa
1 sap rezene
2 dal biberiye
2 dal taze kekik
2 yemek kaşığı zeytinyağı
2 litre su
Malzemeler:
• Önce risotto için sebze suyunu hazırlamamız gerekiyor. Sebze suyu için gerekli tüm malzemeleri yıkadıktan sonra iri doğrayıp zeytinyağı ile birlikte tencerede kokusu çıkana kadar kavururuz. Üzerine suyunu ekleyip kaynamaya bırakırız. Kaynadıktan sonra altını kısıp 30 dakika kadar pişiririz.
• Çeri domatesleri zeytinyağı, deniz tuzu, kekik ile 180 C fırında 8 dk hafif yumuşayana üzeri çatlayana kadar fırınlarız.
• Risotto için; sıçan dişi denen boyutta küçük küçük doğrayarak orta ateşte pembeleşinceye kadar kavururuz. Üzerine pirinci ekleyip 4 dakika kadar çeviririz. Sirkeyi ekleyip iyice çekene kadar kavurmaya devam ederiz. Önceden kısık ateşte bıraktığımız sebze suyunu yavaş yavaş risottoya ekleyerek karıştırırız. Her suyunu çektikçe 1 kepçe ekleriz ve sürekli karıştırırız. Bu işlem yaklaşık 1 saat sürer. Risottoda çok az su kaldıktan sonra üzerine tereyağı ve parmesanı ekleriz.
• Servis ederken tabağa koyduğunuz risottonun üzerine 2 yemek kaşığı krema ve fırından çıkardığımız çeri domatesleri koyup süsleriz.
Afiyet olsun. :)
Malzemeler:
500 gr siyah pirinç
1 baş orta boy beyaz soğan
1 çay bardağı üzüm veya elma sirkesi
4-5 yemek kaşığı zeytinyağı
1 yemek kaşığı tereyağı
1 çay kaşığı tuz
Üzeri için:
2-3 tane çeri domates
150 - 200 gr parmesan peyniri
1/2 çay kaşığı karabiber
3 dal taze kekik
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı deniz tuzu
250 gr krema
Sebze suyu için:
3 dala kereviz sapı
2 tane orta boy havuç
1 sap pırasa
1 sap rezene
2 dal biberiye
2 dal taze kekik
2 yemek kaşığı zeytinyağı
2 litre su
Malzemeler:
• Önce risotto için sebze suyunu hazırlamamız gerekiyor. Sebze suyu için gerekli tüm malzemeleri yıkadıktan sonra iri doğrayıp zeytinyağı ile birlikte tencerede kokusu çıkana kadar kavururuz. Üzerine suyunu ekleyip kaynamaya bırakırız. Kaynadıktan sonra altını kısıp 30 dakika kadar pişiririz.
• Çeri domatesleri zeytinyağı, deniz tuzu, kekik ile 180 C fırında 8 dk hafif yumuşayana üzeri çatlayana kadar fırınlarız.
• Risotto için; sıçan dişi denen boyutta küçük küçük doğrayarak orta ateşte pembeleşinceye kadar kavururuz. Üzerine pirinci ekleyip 4 dakika kadar çeviririz. Sirkeyi ekleyip iyice çekene kadar kavurmaya devam ederiz. Önceden kısık ateşte bıraktığımız sebze suyunu yavaş yavaş risottoya ekleyerek karıştırırız. Her suyunu çektikçe 1 kepçe ekleriz ve sürekli karıştırırız. Bu işlem yaklaşık 1 saat sürer. Risottoda çok az su kaldıktan sonra üzerine tereyağı ve parmesanı ekleriz.
• Servis ederken tabağa koyduğunuz risottonun üzerine 2 yemek kaşığı krema ve fırından çıkardığımız çeri domatesleri koyup süsleriz.
Afiyet olsun. :)
22 Şubat 2013 Cuma
21 Şubat 2013 Perşembe
Taze Baharat Marineli Izgara Bonfile...
Malzemeler:
200 gr bonfile et
4 dal taze keki
4 diş sarımsak
1 yemek kaşığı tane karabiber
1/2 su bardağı zeytinyağı
2 yemek kaşığı deniz tuzu
Hazırlanışı:
Sarımsağı soyup ince kıydıktan veya dövdükten sonra bonfile etimizi tuz hariç öteki malzemelerle ve kıydığımız sarımsak ile 1 saat kadar geceden terbiyeleriz. Marine ettiğimiz (terbiyelediğimiz) bonfileyi pişirmeden yarım saat evvel her iki tarafını iyice tuzlarız. Ocağa pişireceğimiz dökme demir tava ya da ızgarayı koyarak iyice ısıtırız. Biliyorsunuz eti soğuk tavaya koyarsak kurur. Sıcak tavaya koyarsak et suyunu çeker ve lezzetsiz ve kuru bir ete sahip oluruz. Isıttığımız tavaya bonfilemizi koyarız. Her iki tarafını 3'er dakika kadar pişiririz. Sonra ocağı kısarak istediğimiz pembeliğe gelecek kadar pişiririz. Sonra önceden 180 C ısıtılmış fırında da pişirebiliriz. İsteğe ve zevke göre az pişmiş için yaklaşık 5-7 dk, orta pişmiş için 13-15 dk, iyi pişmiş için ise yaklaşık 20-25 dk pişirmeniz yeterli olacaktır. Fırından çıkardıktan veya ocakta pişirdikten sonra bıçakla istediğimiz kalınlıkla doğrayıp servis yaparız. Ben yanına siyah pirinçle yapılmış risotto ile servis yaptım. Servis size kalmış. :)
Afiyet olsun...
Kuru Fasülye...
Lise yıllarımdan kalma bir hikaye anlatayım. Bir arkadaşım bir dersten sınıfta kalıyordu. Hoca çağırmış. Maksat sınıf atlatmak. Sormuş; "Kuru fasülyenin yanına soğan mı gider turşu mu?" Demiş "Soğan". Tamam demiş geçmiş sınıfı. O kadar. Bizim insanlarımızın üzerinde o kadar büyüktür kuru fasülyenin yeri. :))
4 yıllık bloğumun içinde birçok yöresel tarifim var. Fakat geçtiğimiz gün baktım bizim her yöremizin asli yemeği olan kuru fasülye tarifini eklemediğimi farkettim. Ve birçok mutfağın baştacı. Ben küçükken beğenmezdim sanki basit bir yemek gibi gelirdi. Gün geçip büyüdükçe ne kadarda sağlıklı ve lezzetli bir yemek olduğunu farkettim. :) Yanına turşu veya soğanla servis yapılabilir.
Malzemeler:
1/2 kg kuru fasülye
300 - 350 gr kuşbaşı et
1 baş kuru soğan (küçük boy ise 2 adet)
1 yemek kaşığı domates salçası
1/2 tatlı kaşığı tuz
1/2 tatlı kaşığı pulbiber
1/3 çay kaşığı karabiber
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Yapılışı:
Fasülyeleri geceden ıslatılırız. Kuşbaşı eti istediğimiz boyutlarda doğrayarak düdüklü tencereye koyarız. Zeytinyağı ekleyerek etlerin rengi dönecek şekilde çeviririz. Soğanları yemeklik doğrayıp tencereye etlerin üzerine koyarız. Az dolandırdıktan sonra üzerine domates salçasını ekleyerek birkaç dolandırırız. Etler pembeleşmeden yani tam pişmeden üzerine 2 litre kadar su ekleyip baharatlarını atarak düdüklüyü kapatırız. Yaklaşık yarım saat kadar ses çıktıktan sonra ocağı kapatıp usulünde tencerenin kapağını açarız.
Sonra ocağı tekrar yakıp tencerenin içine suyundan süzerek fasülyeleri atarız. Fasülye eğer kaliteli ise yaklaşık 30 dk kadar daha pişiririz.
Zevkine göre içine sucuk veya pastırma konularakta tadı özelleştirilebilir.
Afiyet olsun. :)
4 yıllık bloğumun içinde birçok yöresel tarifim var. Fakat geçtiğimiz gün baktım bizim her yöremizin asli yemeği olan kuru fasülye tarifini eklemediğimi farkettim. Ve birçok mutfağın baştacı. Ben küçükken beğenmezdim sanki basit bir yemek gibi gelirdi. Gün geçip büyüdükçe ne kadarda sağlıklı ve lezzetli bir yemek olduğunu farkettim. :) Yanına turşu veya soğanla servis yapılabilir.
Malzemeler:
1/2 kg kuru fasülye
300 - 350 gr kuşbaşı et
1 baş kuru soğan (küçük boy ise 2 adet)
1 yemek kaşığı domates salçası
1/2 tatlı kaşığı tuz
1/2 tatlı kaşığı pulbiber
1/3 çay kaşığı karabiber
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Yapılışı:
Fasülyeleri geceden ıslatılırız. Kuşbaşı eti istediğimiz boyutlarda doğrayarak düdüklü tencereye koyarız. Zeytinyağı ekleyerek etlerin rengi dönecek şekilde çeviririz. Soğanları yemeklik doğrayıp tencereye etlerin üzerine koyarız. Az dolandırdıktan sonra üzerine domates salçasını ekleyerek birkaç dolandırırız. Etler pembeleşmeden yani tam pişmeden üzerine 2 litre kadar su ekleyip baharatlarını atarak düdüklüyü kapatırız. Yaklaşık yarım saat kadar ses çıktıktan sonra ocağı kapatıp usulünde tencerenin kapağını açarız.
Sonra ocağı tekrar yakıp tencerenin içine suyundan süzerek fasülyeleri atarız. Fasülye eğer kaliteli ise yaklaşık 30 dk kadar daha pişiririz.
Zevkine göre içine sucuk veya pastırma konularakta tadı özelleştirilebilir.
Afiyet olsun. :)
18 Şubat 2013 Pazartesi
Aşk'ın Bahçesinde Pril'le Sevgililer Günü workshop...
Pril Marka müdürü Behçan Sayıner anlattığı ve benimde kanaat getirdiğim Pril'in yeri ürünü gerçekten çok farklı. Ben uzun zamandır bulaşık makinama sıvı bir deterjan arıyordum ve bunun rastgele marketten tercih edilmiş bir ürün olmasını istemedim. Açıkçası denemeden de bu yazıyı yazmak istemedim. Nar aromalı bu ürün gerçekten sıkıştırılmış küp toz bulaşık deterjanlarla kıyaslandığı zaman kalite ve sonuç bakımından çok farklı. Sonuç mükemmeldi. Özellikle mutfağımın ışığında baktım hiçbir leke vs yoktu. Biliyorsunuz su lekesi vs çok oluyor. Özel parlatıcı ve tuz kullanmak gerekiyor. Cam koruma ve düşük ısı da etkin oluşu gerçekten çok iyi.
İçeri girdiğimde büyük oranda gelenlerin tanıdığım yüzler olduğunu farkettim. En büyük sürpriz İzmir'den uzun zamandır takipleştiğimiz blogger dostlarımın olmasıydı.
![]() |
Endinin Mutfağı, Pembe Kekik, Ihlamurcum ve ben :) |
![]() |
Blogger arkadaşlarımla gün sonunda yaptıklarımızı yedik. :) |
Benim aslan yeğenim. Halası için heveslenip poz verdi. :) |
14 Şubat 2013 Perşembe
Renkli Biberli Rulo Levrek
Bildiğiniz üzere workshop'lara katılıyorum. Bir süre önce bu yemeği yapmasını orada öğrenmiştim. Sizinle tarifini paylaşmak istedim. Zira benim gibi balığı kızartma ya da buğulama şeklinde seven biri için oldukça farklı bir pişirme şekli.. :)
Malzemeler:
1 adet levrek fileto
1/4 adet renkli biberler (kırmızı, sarı, yeşil)
1/4 adet soğan (küp küp doğranmış)
1 çay bardağı sirke (üzüm, elma farketmez)
1 diş sarımsak
1 dal taze kekik
1 adet defne yaprağı
3 küp tereyağı (yaklaşık 1 yemek kaşığı)
Hazırlanışı:
Levrek balığını ortadan ikiye ayırdıktan sonra derisini de etinden ayırırız. Yani fileto haline getiririz. Balıkçılara da yaptırabilirsiniz. Tercih sizin. :) Jülyen yani şerit şeklinde doğradığımız biberleri tereyağıyla birlikte tavada az soteleriz. Diri kalması gerekiyor biraz. Sonra levreğin içine koyarak balığı sararız. Soğanları küp doğradıktan sonra bir tavada biraz tereyağı koyarak şeffaflaşana kadar pişirerek önceden dövdüğümüz veya kıydığımız sarımsağı, kekiği ve defne yaprağını en sonra sirkeyi ekleyerek yüksek ateşte 1 dakika kadar çeviririz. İçine levreği yavaşça dağılmadan koyarak içindeki soğanlı sosu sürekli balığın üzerine kaşıkla devamlı üzerinde gezdiririz. Çünkü balık yüksekte kalıyor sos ise alçak. Balığın her yerinin eşit şekilde pişmesi için bunu böyle yapmamız gerekiyor.
Harika bir sunum ve yemek bence. :)
Afiyet olsun.
Malzemeler:
1 adet levrek fileto
1/4 adet renkli biberler (kırmızı, sarı, yeşil)
1/4 adet soğan (küp küp doğranmış)
1 çay bardağı sirke (üzüm, elma farketmez)
1 diş sarımsak
1 dal taze kekik
1 adet defne yaprağı
3 küp tereyağı (yaklaşık 1 yemek kaşığı)
Hazırlanışı:
Levrek balığını ortadan ikiye ayırdıktan sonra derisini de etinden ayırırız. Yani fileto haline getiririz. Balıkçılara da yaptırabilirsiniz. Tercih sizin. :) Jülyen yani şerit şeklinde doğradığımız biberleri tereyağıyla birlikte tavada az soteleriz. Diri kalması gerekiyor biraz. Sonra levreğin içine koyarak balığı sararız. Soğanları küp doğradıktan sonra bir tavada biraz tereyağı koyarak şeffaflaşana kadar pişirerek önceden dövdüğümüz veya kıydığımız sarımsağı, kekiği ve defne yaprağını en sonra sirkeyi ekleyerek yüksek ateşte 1 dakika kadar çeviririz. İçine levreği yavaşça dağılmadan koyarak içindeki soğanlı sosu sürekli balığın üzerine kaşıkla devamlı üzerinde gezdiririz. Çünkü balık yüksekte kalıyor sos ise alçak. Balığın her yerinin eşit şekilde pişmesi için bunu böyle yapmamız gerekiyor.
Harika bir sunum ve yemek bence. :)
Afiyet olsun.
13 Ocak 2013 Pazar
Veee sonunda kitabımız çıktı. :)
Yemek yapmak birçoğumuz için hayatın bir getirisi olarak yemek yapıyoruz. Bazılarımız ise bunu büyük emekler ve zaman ayırarak blog dünyasının içinde tariflerini paylaşıyor ve insanlarla iletişime geçiyoruz... Bende 2009 yılından sonra bir yemek bloğu açmaya karar verdim. Aslında 2007'den bu yana bloğum vardı ama yemek dünyasına kendimi daha yakın hissettim ve evimizde yaptığımız yemeklerin çok beğenilmesi bunu bir platformda paylaşmamın doğru olacağını söyledi. O günden bu yana çokta güzel dönüşler oldu ve doğru insanlarla tanıştım çok şükür bin şükür Rabbime. :)
Geçtiğimiz yıl çalışmalarına başladığımız EKS Eyüp Kemal Sevinç Mutfak Akademisi'nin projesiyle hazırlanan kitabımız baskıdan çıktı ve artık piyasada. İçerisinde 3 tane tarifimin olduğu bu kitap 42 yemek bloğu yazarlarının büyük emekleri doğrultusunda çıktı. Bu projenin en güzel yani ise gelirinin AÇEV'e bağışlanması... Blog yazarlarının Eyüp beyin ortak kararı bu yönde oldu. Sosyal sorumluluk projesinin fikir sahibi Eyüp bey'e ve benimle birlikte 42 blog yazarının karşılık beklemeden emek verdiği için çok teşekkür ederim. Umarım doğru yerlerde kullanılır...
Kitaba ulaşmak için Alfa Yayınları'ndan çıkan kitabımıza ulaşmak artık çok kolay. Birçok yayınevinde bulabiliyorsunuz. :)
8 Ocak 2013 Salı
Bal Kabaklı Ravioli...
Malzemeler:
Hamuru için:
100 gr un
1 adet yumurta
1 tutam tuz
1/2 yemek kaşığı zeytinyağı
İç Dolgu:
1 su bardağı rendelenmiş bal kabağı
5 adet ceviz
1 çay kaşığı pul biber
1/2 çay kaşığı kimyon
1 yemek kaşığı parmesan peyniri
1 tatlı kaşığı tereyağı
1 çimdik karabiber
Sosu için:
1 çay bardağı krema
1/2 adet soğan, ufak küp doğranmış
1 çay kaşığı tarçın
1 yemek kaşığı parmesan peyniri
1 tatlı kaşığı tereyağı
Hazırlanışı:
• Hamur malzemelerinin tamamını koyarak karıştırıp yoğururuz. Yaklaşık 30 dk kadar bir kenarda dinlenmeye bırakırız.
• İç dolgu için tavada yağı eritiriz. Çok ince kıydığımız balkabaklarını tavaya koyarak soteleriz. Cevizi ayıklayıp doğrarız. Çok küçük olmasın. Cevizleri, baharatları ve parmesanı ilave ederiz. En son karabiberi atarak ocağı kapatıp soğumaya bırakırız.
• Sosu için tavada yağı eriterek soğanları şeffaflaşana kadar pişirin. Ardından tüm malzemeleri ilave ederek kısık ateşte 2 dakika pişiririz ve ocağı kapatırız.
• Bir tencereye su koyarız. Su kaynadıktan sonra üzerine tuz atıp hamurları suda 4 dk kadar haşlarız. Sudan kevgir yardımıyla çıkararak önceden hazırladığımız sosla karıştırırız. Servis tabağına koyarak servis yaparız.
Afiyet olsun.
Hamuru için:
100 gr un
1 adet yumurta
1 tutam tuz
1/2 yemek kaşığı zeytinyağı
İç Dolgu:
1 su bardağı rendelenmiş bal kabağı
5 adet ceviz
1 çay kaşığı pul biber
1/2 çay kaşığı kimyon
1 yemek kaşığı parmesan peyniri
1 tatlı kaşığı tereyağı
1 çimdik karabiber
Sosu için:
1 çay bardağı krema
1/2 adet soğan, ufak küp doğranmış
1 çay kaşığı tarçın
1 yemek kaşığı parmesan peyniri
1 tatlı kaşığı tereyağı
Hazırlanışı:
• Hamur malzemelerinin tamamını koyarak karıştırıp yoğururuz. Yaklaşık 30 dk kadar bir kenarda dinlenmeye bırakırız.
• İç dolgu için tavada yağı eritiriz. Çok ince kıydığımız balkabaklarını tavaya koyarak soteleriz. Cevizi ayıklayıp doğrarız. Çok küçük olmasın. Cevizleri, baharatları ve parmesanı ilave ederiz. En son karabiberi atarak ocağı kapatıp soğumaya bırakırız.
• Sosu için tavada yağı eriterek soğanları şeffaflaşana kadar pişirin. Ardından tüm malzemeleri ilave ederek kısık ateşte 2 dakika pişiririz ve ocağı kapatırız.
• Hamuru eğer evde makarna makinanız varsa onun yardımı ile yoksa çok ince bir şekilde açın. Yalnız hamurları açarken mesela 20 cm çapında daire hamur açtıysak aynı ölçüde bir tane daha hamur açalım. Hamurun 1 tanesine dolgu malzemesini bir çay kaşığı yardımıyla "ben elle aldım) büyük çimdik halinde alarak hamuru birbirine uzaklığı 5-6 cm mesafelerde koyarak yerleştiririz. Dolgu malzemesini koyduğumuz hamurun kenarına fırça yardımıyla su sürteriz ki hamurumuz yapışsın. İkinci hamuru üzerine koyarak dolgunun hemen kenarından elimizin yanı ile yapışması için hafifçe bastırırız.
• Bir tencereye su koyarız. Su kaynadıktan sonra üzerine tuz atıp hamurları suda 4 dk kadar haşlarız. Sudan kevgir yardımıyla çıkararak önceden hazırladığımız sosla karıştırırız. Servis tabağına koyarak servis yaparız.
Afiyet olsun.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)